Tesisat Dergisi 156. Sayı (Aralık 2008)

Prof. Dr. Ahmet Arısoy İTÜ GÜNCEL Soğutma konusu makina mühendisliğinin önemli konularından biridir. Bu nedenle bütün dünyada olduğu gibi İTÜ Makina Mühendisliği eğitiminde de başından beri bu konuya yer verilmiştir. Soğutma çok yaygın bir uygulama alanına sahiptir. Bu alanlar arasında, • Endüstriyel soğutma, • Gıdaların saklanması, • HVAC alanındaki soğutma en önemlileridir. HVAC alanında soğutmayı, binalardaki soğutma ve taşıtlardaki soğutma uygulamaları olarak iki ana gruba ayırmak mümkündür. Bütün bu alanlardaki üretim, tasarım ve uygulama faaliyetlerinin ekonomik boyutları çok büyüktür. Üstelik bu alanlarda konvansiyonel teknoloji kullanılmaktadır ve bu teknoloji belirli bir düzeye oturmuştur. Yani bu alan Türkiye'deki mühendislik yeteneğinin sınırları içindedir. Bu büyük ekonomik alan içinde makina mühendisliğine düşen çok büyük paylar bulunmaktadır. Öncelikle soğutma makinalarının tasarımı ve üretimi tamamen makina mühendisliği kapsamındadır. Bunun yanında, sistem tasarımı ve bunun uygulanması, çok daha fazla sayıda makina mühendisi istihdam edebilecek alanlardır. Sistemi oluşturan elemanların üretimi ise bir başka ilgili sektördür. Bu alanın bir başka önemi, Türkiye açısından çok önemli olan ve göreceli olarakgelişmiş olan iki ana sektörün de en önemli girdilerinden birini teşkil etmesidir. Bu sektörlerden biri gıda sektörü, diğeri ise HVAC sektörüdür. Modern dünyada soğutma zinciri olmaksızın insanların beslenme gereksiniminin karşılanması mümkün değildir. 108 Tesisat Dergisi Sayı 156 - Aralık 2008 Soğutma �)anı içinde makina mühendisliğine düşen çok büyük paylar bulunmaktadı r. Oncelikle soğutma makinalarının tasarımı ve üretimi tamamen makina mühendisliği kapsamındadı r. Bunun yanında, sistem tasarımı ve bunun uygulanması, çok daha fazla sayıda makina mühendisi istihdam edebilecek alanlardır. Gıdanın üretiminden başlayarak, taşınmasında ve saklanmasında tüketim anına kadar soğutmadan (ve dondurmadan) yararlanılır. Bu geniş alan içinde makina mühendisliği eğitiminde esas olarak soğutma makinaları ve soğutma sistemleri üzerinde yoğunlaşılmaktadır. Temel ders olan Termodinamik, bütün makina mühendisleri tarafından alınmak zorundadır. Bunun sonrasındaki lsı Geçişi ve Akışkanlar Mekaniği dersleri de, bütün Makina Mühendisliği programlarında yer alır. Bunun ötesinde, soğutma alanında uzmanlaşmak üzere özel soğutma derslerine pek çok programda yer verilmemektedir. İTÜ'de geçmiş yıllarda soğutma dersi, zorunlu derslerden biri olarak başarıyla verilmiştir. Bu ders, soğutma makinası ve soğutma sistemi tasarımına esas olacak biçimde düzenlenmişti. Daha sonraki yıllarda böyle bir ders zorunlu kol dersi olarak devam etti. Bugün için ise, Enerji ve Tesisat Kolları için seçime bağlı bir ders haline dönüştü. Bugün için mezunlarımızdan ancak yılda 10 civarında öğrenci bu konuda biraz daha bilgili olarak mezun olabiliyor. Programlarda yapılan değişiklikler, haftalık ders saatlerinin azaltılması ve uzmanlık alanlarını oluşturan konuların seçimlik hale getirilmesi yönünde oldu. Bu modern mühendislik eğitimi yöntemleri ne ölçüde yararlı oldu? Mezunlarımızın hayattaki başarıları daha arttı mı? Yoksa tam tersi, belirli konularda altyapısı ve uygulama becerisi olan mezunlarımızı düz insanlar haline mi getirdik7 Bunlar tartışılacak konular ancak kesin olan soğutma konusu teknoloji olarak Türkiye için önemini artırırken, mühendislik bölümlerimizden mezun olan öğrencilerimiz soğutma konusunda daha az bilgili hale geldi. Bu durumda, soğutma alanında insanların yetişmesi meslek içi eğitime kalmaktadır. Aslında soğutma, lsı-Enerji-HVAC alanında en zor konulardan biridir. Tasarım yeteneği olan iyi bir soğutma mühendisi haline gelebilmek için en az 5 yıllık bir meslek eğitimi ve tecrübesi gerektiği söylenebilir. Bu anlamda, meslek odalarına ve sektör dernek ve kuruluşlarına ciddi bir görev düşmektedir. Bu görev, değişik düzeylerde eleman yetiştirmek üzere meslek içi eğitim verilmesidir. Bu eğitimler kısa süreli ama sürekli kurslar, seminerler biçiminde olabilir. Meslek okulları açılabilir. Üniversitelerle işbirliği içinde Tezsiz Yüksek Lisan Programları açılabilir. Bu seminerleri ve eğitimleri alanlar l a ilgili teşvikler uygulanabilir. Sektöre ilginin artırılması için yarışmalar düzenlenebilir. Soğutma sektörünün aynı zamanda teknolojik araştırma geliştirme çalışmalarına ihtiyacı bulunmaktadır. Bu anlamda nitelikli beyin gücünü bu alana çekmek üzere araştırma proje destek mekanizmaları oluşturulabilir. Firmalar sektör dernekleri aracılığıyla oluşturacakları fonlarla Ar-Ge projelerini destekleyebilirler. Sonuç olarak Soğutma alanı, Türkiye için çok ciddi ekonomik potansiyele sahiptir. Bu konuda, endüstride ve uygulamada ciddi gelişmeler olmakla birlikte bu yeterli değildir. Bu alanda rekabet şansımız vardır ve çok daha büyük paylar alınabilir. Buna karşılık, özellikle eğitimde ve araştırmada bu alan geri kalmıştır. Devletin ve Avrupa Birliği'nin fonlarını da kullanmak suretiyle Türkiye'deki soğutma sektörüne, sektörü geliştirme ve kendi alanında insan yetiştirme görevi düşmektedir. ■

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=