Tesisat Dergisi 151. Sayı (Temmuz 2008)

' ' Ülkemizde son yıllarda Toplu Konut İdaresi �TOKİJ'nin yaklaşımları takdirle karşılanmalıdır. TOKl'nin ülkenin her yerinde yaptırdığı sosyal konutlar, gecekondu yerleşimlerini ortadan kaldırmakla kalmayıp toplumun bilgi toplumu olmasına yönelik bir ön adım sayılmalıdır. Gecekondu yerleşimleri depremlerde en çok zarar gören, yıkılan ve can güvenliği olmayan yapıları içerir. Yangın güvenliği yönünden iç içe girmiş bu yapılarda yönetmelik gereği zorunlu önlemler alınamaz. Enerji yönünden savurgan ve C0 2 salınımları çok fazla yapılar dır. Sıhhi tesisat olanakları çok ilkel olan bu v h y e a a ps tı laalrıdkal ahr i jçyoekn fsaazğllaadnıar ;mçaodcı ğuıkn,d aa nn ,ab sual ağşl ıı ğc ıı insan sağlığı yönünden en ilkel koşulları içerir. Bu binalarla medeni ortamlardaki zorunlu yaşam kurallarına uyulamaz. Bir aile için en önemli unsur olan "gizlilik" özelliği bu yerleşimle de ortadan kalkmaktadır. Ülkemizde son yıllarda Toplu Konut İdaresi (TOKİ)'nin yaklaşımları takdi lıdır. TOKİ'nin ülkenin her ye r r lie n d k e a r y ş a ı l p a t n ı r m d ı a ğ ı sosyal konutlar, gecekondu yerleşimlerini o b rtadan kaldırmakla kalmayıp toplumun ilgi toplumu olmasına yönelik bir ön adım sayılmalıdır. Bu anlamda eğitimin yanı sıra dgealheançeokskealrtgmöragküta, dkırü.ltür ve saygınlığımız :• i nsan İnsanoğlu kendini beğenir, sever ve över. Bu her insan için değişmez bir vasıf sayılır. Bu inanç ailesine, çocuklarına, akrabalarına, mahallesine, köylüsüne, hemşehrisine ve mi leti b u nüel kkeaddeayr auşzaamn ıar . kBt au nn emduetnl ul el uTkü rdkuoy lamr ,a gk ut ar un lr , Ad vuryuapraızK. uBpuasyıa'nzdıyaı Tyüarzkdığım günün akşamı, iye-Almanya yarı final maçı var. Bu nedenle 70 milyon Türk heyecan içimunhdael;efCeutml hurbaşkanımız, Başbakanımız, iderlerimiz, milletvekillerimiz, medya ve bürokratlarımız maçta ülkemizin galip gelmesini bekliyorlar. Ayrıca büyük güven içinde takımımıza inanıyorlar. İnsan ister istemez, bu havaya giriyor. 'Ben' veya 'biz neymişiz' diye böbürleniyoruz. Milli Takım'a büyük katkısı olan antrenör Fatih Teri t o p l m a n t n ı e s ı n y a d p a s a e k h s a i k k l l ı s a y ı l ı r . A n c a k b a s ı n iklerinin burukluğunu hissediyoruz. Sakin ve düzgün konuşamıyor, terliyor, el ve kol hareketleri ile saygınlığını yitiriyor. Üstelik agresif ve tecavüzkar şekilde birilerine yükleniyor. Temel sorunumuz her konuda deneyimsiz bir toplum olmamız. Bilgi toplumu olamamış bir ülkenin bilim, teknoloji, kültür ve insan ilişki lerinden yoksun bireylerini sergiliyor, ilişki rimizi sağlıklı yürütemiyor ve karşımızdakil n e e s k ü ı z r ı e y o k r u a z t . l a B n u m a h k a z z ı m o r s u ı n z l d ı a ğ ı y n ı z s . o H n u c u n a uzun iç kimsenin bilim ve teknolojide düzeyimizi araştırmaya zamanı yok. Zaman zaman sergilediğimi seklik ve alçaklık kompleksini yenerek zsyaükkin sakin hedeflerimizi belirlemek zorundayız. Ülkemizde bu davranışlarımızı sergileyen "medya"nın durumu da çok ilginç sayılır. kT oı npdl ua mh uiç n b "il E g rigsei nyoekk.oDn eSvolertuişn tbuur mt üars oı "l ahyal akr ı incelemesi, yargının görevini yapması çok doğal olmakla beraber, gerekçeleri madan ülkede ileri gelen saygın, g a ü ç v ık e l n ain lir kişilerin ani tutuklanması ve suçlu duruma düşmesi çok şaşırtıcı olmuştur. Toplumumuz "zanlı"nın anlamını tam bilmediği gibi şlaerkı l"ateş olmayan yerden duman çık , m ol a a z y " inde yorumlamaktadır. Diğer taraftan, siyasi otoritenin yaptırımı, AK Parti'ni patma davası ile zamanlama değerle�dinrmkeasi GÖRÜNÜM insanlarımızı tedirgin etmektedir. Şu ülkede karşılıklı sevgi ve saygı ile yaşam özlemi çekmemizin yanında, ben-sen ayrımcılığının zararlarını görmemizin zamanı gelmiştir. •• Yaşamdaki Gelişimler Dört yaşında ilk bestesini yapan çocuklarla, yirmi yaşında dünyaca ünlü bilim adamlarını saymazsak; yaşlandıkça gençlerin değerini daha iyi anlamaktayız. İnsanoğlu 'ti-.. asırda hızla gelişen bilim ve teknoloji karşısında bocalamış, 't/..1. asırda genç olmanın önemini anlamaya başlamıştır. Bizim kuşak, orta yaş üstünden itibaren her dönem gençleri toy ve başarısız görmüştür. Son otuz yıl içinde, bilişim ve iletişimdeki gelişim, bilgisayar teknolojisi bu yargıları alt üst etmiştir. Düne kadar elli yaş altını çocuk gören yaşlılar, bugün halen bilgi transferindeki gelişimi küçümsemekte, deneyim ve yaşamdaki tecrübeyi öne çıkarmaktadır. Bizlerin uzun süre sağdan, soldan topladığımız bilgilere dayalı böbürlenme dönemi, artık bilgi sayar silahı ile mücehez gençlerle başedemez hale gelmiştir. İnsan ömrü ortalama 80 yaşına kadar uzamış olsa dahi, bugün iş hayatında 45- 50 yaşa erişmiş kişiler güçlerini kaybetmekte, üretici vasıflarını kaybederek çalışma hayatın dan, yaşam yarışından kopmaktadırlar. Bu anlamda, insanın 30-40 yaş arası i yatında başarılı olması, kendini kanıtlam ş a ha sı, mali gücünü garanti etmesi gerekir. Global ekonomi artık babadan, aileden mirası bir kenara itmiş, çalışma hayatında bireylerin başarılı olmasını zorunlu kılmıştır. Gelişmiş ülkelerde 30-40 yaşlarındaki i m nsanların devlet bakanı, başbakan, bakan, illetvekili, yetkili bir bürokrat veya şirket CEO'su olduğu görülürken, bizde bu yaş g k e üç l ümsenmekte, başarıları sınırlanmakta, işimlerinde önleri kesi yısıyla büyüklük komplek lm sie n ki t b edir i r . k e D n o a l a r a bırakmamızın zamanı gelmiş sayılır. Bu anlamda "Akıl yaşta değil, baştadır" ata sözümüz çok doğrudur. ■ Tesisat Dergi si Sayı 151 - Temmuz 2008 19

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=