VİZYON doğaya karşı sorumluluklarını yerine getirmiş olacakları için mutlu olduklarını aktarıyor. "Yaklaşık 4aydan bu yana devam eden girişimlerimiz neticesinde Almanya menşeli bir ürün olan Gri Su Geri Kazanım Sistemi'nin Türkiye temsilciliğini aldık. Gri Su Geri Kazanım Sistemi membran filtre yöntemi ile lavabo ve duşlardan akan suyu, bir yerde biriktirerek filtre edip bunu% 99,9999 oranında virüs ve bakterilerden arındırarak temiz hale getiriyor. Kısaca Gri Su lavabo ve duşlardan akan suyun kanalizasyona karışıp atılmasını engelleyip bu suların rezervuarlarda, bahçe sulamada, halı ve araba yıkama gibi biraz daha kaba temizlik diye tabir edilen işlerde kullanılmasını sağlıyor. Bu sayede firma olarak üstümüze düşen görevi yerine getirerek ülkemizdeki temiz su kaynaklarının daha az kullanılmasını sağlıyoruz." Gri Su Geri Kazanım Sistemi, villa tipi yerlerde kullanılabilir ancak müstakil diye adlandırılan bu tip yerlerde ilk yatırım maliyeti toplu konutlara göre biraz yüksek kal ıyor. Site ve apartman gibi meskenlerde ise, dönüşüm maliyeti kendisini daha kısa sürede amorti edebiliyor. Bu sistemin kullanımını sadece evsel bazda düşünmek çok doğru değil. Çünkü su evlerden daha fazla iş merkezleri, yurtlar ve otellerde tüketiliyor. Özellikle oteller ve yurtlar bu sistemin kullanımı için en ideal yerler çünkü bu yerlerde su sarfiyatı evdekine oranla çok daha yüksek. Bu sistemin önemini topluma ama daha öncelikli olarak hükümete anlatmamız gerekiyor. Çünkü sonuçta belediye ve devlete ait TOKİ, KİPTAŞ gibi kurumlar toplu konut yapıyorlar. Bundan dolayı öncelikle bu kurumlara bu sistemin getirilerini anlatıp onların bu sistemi içselleştirmelerini sağlamamız gerekiyor. Bununla ilgili özellikle Çevre ve Enerji Bakanlığı nezdinde girişimlerimiz hala devam ediyor. Ayrıca bu sistemi birkaç mimar ve müteahhide anlattık onların da çok hoşlarına gitti. Sodex Fuarı'nda tanıttığımız Gri Su Geri Kazanım Sistemi'nin bir örneğini daha fuarda görmedim. İnsanlar böyle bir ürünün varlığından haberdar değiller. Biz anlattıktan sonra ilgi artarak devam etti. Bu sistem sayesinde çevreye katkımız olacağı için mutluyuz. Geçen yaz olduğu gibi bu senede kuraklık olacak. Araba, halı yıkamak, bahçe sulamak zaten yasak ancak neticede bunlar da ihtiyaç. Bunlar için temiz su kaynakları harcanırsa diğer acil ihtiyaçlar için su bulunamayacak. Bu tip çözümlerle bu sorunlar giderilebilir. Elbette bunu 88 Tesisat Dergisi Sayı 150 - Haziran 2008 özellikle hükümet ve belediyenin teşvik etmesi veya bir zorunluluk olarak sunması lazım." Yetkili Firma Haricindekiler Tesisat Yapmamalı ısıtma ve soğutma sektöründeki en önemli sorunun yetkili firmalar haricindeki firmaların tesisat yapabilmesi olduğuna değinen Özdemir, doğalgaz gibi insan hayatını birebir etkileyecek bir sektörde bu uygulamanın kabul edilebilir olmad ığını dile getiriyor. "Tesisatın projes ini mühendise yaptırıp uygulaması bu alanda yetkin ve yetkili olmayan ellere teslim edildiğinde ortaya oldukça vahim tablolar çıkabiliyor. Örneğin, bize bir tesisat işi geldiğinde bunun bir proje firması tarafından onaylanıp onaylanmadığına bakıyoruz ama maalesef çoğu uygulamada bu söz konusu bile değil. Bize malzeme almaya gelenlerin çoğu maalesef projesiz geliyorlar. Dolayısıyla tesisatçı kendi kafasına göre malzemenin tipine, ebatına vs. karar veriyor. Diyelim ki radyatör seçecek. Camın genişliği 150 cm ise tesisatçı oraya 150 cm radyatör koyuyor. Halbuki oraya örneğin 70 cm radyatör koyması lazım. Dolayısıyla ürün seçerken dikkate alınması gereken ısı kayıpları, verimli lik hesapları vs. dikkate alınmadan ürün seçimi yapılıyor. Bu ise hem enerji anlamında hem de yatırım maliyeti anlamında çok büyük problemlere neden oluyor. Halbuki uygulamayı yapacak olan firma işi bir proje firmasına vermiş olsa belkide proje firmasına vereceği miktarın 5 katını geneotesisat işinde kazanacak. Sektördeki en büyük problemlerden birisi bu diye düşünüyorum. Bu nedenle ısıtma ve soğutmada alanındaki mühendislik firmalarının sertifikalandırılması lazım. Ticari kaygılar nedeniyle ucuz ve kalitesiz malzemelerin kullanılması sektördeki bir diğer önemli problem. Ucuz diye alınan malzemeler belli bir süre sonra problem yaşanmasına neden oluyor. Kısacası ucuz etin yahnisi yenmiyor. İşin daha sağlıklı yürümesi için piyasada kontrolün kesinlikle olması gerekiyor." Enerji Verimliliği ve ısıtma Pazarı Türkiye ısıtma sektörününe ilişkin olarak Özdemir, Avrupa firmalarını yakından incelediğini, Türkiye'nin Avrupa'dan bir farkı olmadığını düşündüğünü dile getirerek, Türkiye'nin bazı konularda Avrupa'dan daha da ileride olduğunu ifade ediyor. Türk mühendislerinin daha araştırmacı bir ruha sahip olduğunu, belirten Özdemir, yine de üretim anlamında daha çok yol kat edilmesi gerektiğinin altını çiziyor. Özdemir şunları dile getiriyor: "Artık pek çok firma ürünlerini Türkiye'de imal edip Avrupa'ya gönderiyor. Bu Türkiye açısından oldukça önemli bir gelişme. Şu anda radyatör piyasası tamamen Türkiye'ye kaydı aynı şey kombide de gerçekleşmeye başladı. Bu anlamda Türkiye'de ısıtma sektörü önemli mesafeler kat ediyor". Enerji verimliliği anlamında yürütülen çalışmaları oldukça dikkate değer bulduğunu vurgulayan Özdemir, firma olarak bu çalışmalara katkıda bulunmak amacıyla ürünlerininözellikleri hakkında tüketicilere bilgiler vererek onları bilinçlendirmeye çalıştıklarını kaydediyor. "Enerji verimliliği anlamında yapılan çalışmalar kapsamında Mayıs 2009'dan itibaren yürürlüğe girecek olan kanuna göre 2000 m2 termostatik vana kullanımı geliyor. Ozaman merkezi sistem haliyle ön plana çıkacak. Pay ölçerler gelecek. Enerji anlamında yurtdışına bağımlı yaşayan ve enerjiye çok yüksek meblağlar ödeyen bir ülkenin kaynaklarını daha etkin ve daha dikkatli kullanması gerekir, diye düşünüyorum. Vatandaşların da bu perspektiften bakarak çok daha duyarlı davranmaları gerekiyor. Satıcı ların da bu anlamda insanlara enerjiyi verimli kullanmanın yararlarını anlatması gerekiyor." Hedefler Özdemir,bu sene içerisinde belirledikleri hedeflere ulaştıklarını ancak asıl hedeflerinin her anlamda tedarikçi firma olup, bir bayii ağı oluşturmak olduğunu aktarıyor. "1995'ten bu yana kısa bir dönem geçmiş gibi görünse de, ben 1976 yılında işin çıraklığını yaparak bu işe başladım. Geçmişten gelen tecrübelerimizle iyi bir aşama kaydettik. Bizim hedefimiz, Avrupa'da özellikle Almanya'daki her türlü ürünü satan tedarikçi pozisyonunda olan firmalar gibi bir konuma taşıyabilmek. Şu anda Aktif lsı onların küçük bir modeli. Zamanla kendimizi daha da geliştirip hacmimizi artırmamız gerekiyor. Bizim hedefimiz, bu tip firmalar gibi olmak, İstanbul'un çeşitli yerlerinde şubeler açmak ve 2008 yılı içerisinde oluşturmaya başladığımız bayilik ağını yurt geneline yaymak. Yurtdışı ile ilgili planlarımız arasında da özellikle Ortadoğu ve eski Sovyetler Birliği'nden ayrılan diğer ülkelerle iş yapmak var. Özellikle Sodex fuarında da bu yönde girişimlerimiz oldu. Aktif Grup olarak böyle bir yapılanmaya gidiyoruz. Bu sene kendimize belirlediğimiz hedeflerimizin hepsini gerçekleştirdik. Biz son2-3 yılda yapmış olduğumuz atılımın semerelerini topluyoruz." ■
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=