Tesisat Dergisi 150. Sayı (Haziran 2008)

(/) ~ (/) o o (/) LU (/) o ~ a.. ::::> (/) Kombine Çevrim Enerji Santrallerinde Su Arıtmada Oluşabilecek Yüksek Maliyetli Arızalar Nasıl Engellenir Genellikle enerji santrallerindeki su arıtma işlemi işletme bütçesinin çok küçük bir bölümünü oluşturur ve toplam işleme maliyetlerinin sadece % 2'si bu tür işlemlere aittir. Ancak su arıtma işleminin tesis ısı oranı, net kapasite faktörü ve nihai karlılığı üzerindeki etkisi kayda değerdir ve orantısız bir şekilde yükselebilir. Özellikle dikkat edilmesi gereken hususlardan biri her geçen gün daha da karmaşık hale gelen enerji santral çevrimindeki çeşitli proseslerinde su ihtiyacının artmasıdır. Su, sadece birden fazla kazan besleme su döngüsünde değil, gaz türbinindeki NO, kontrolüve yanma işlemindeki hava soğutmada kullanılıyor olabilir. Enerji santrali sahipleri, işletmecileri, inşa ekipleri, mühendisler, mühendislik ve inşaat firmaları genellikle günümüzde piyasada mevcut olan su arıtma teknolojilerinin (hem donanım hem de kimyasal bazlı) büyüklük, etkileşim alanlarını ve karmaşıklığın; ayrıca butür teknolojileri projenin tasarım aşamasında en iyi şekilde nasıl sistem içine yerleştirebileceklerini kesin olarak belirleyemiyorlar. Donanım seçilirken teknik açıdan daha akılcı ve düşük maliyetli olan kimyasal bazlı su arıtma teknolojilerinin alternatif olarak kullanılabileceği asla göz önünde bulundurulmuyor. Sonuçta, tasarlanan enerji santralleri ve tesisler, başlangıç aşamasında bile buhar ve gaz türbinleri gibi kritik derecede önemli donanımların performans değerlerini sınırlarında kaldıran veya bu kapasiteyi kaldıramayan tesisler oluyorlar. Bu durumlar tesis veya santralin çalışmaya başlangıç aşamasında gecikme yaşamasına ve bazen yasal anlaşmazlıkların ortaya çıkmasına yol açabiliyorlar. Özellikle su arıtma işlemlerinde işletim maliyetlerin yükselmesi, tesisin arızalanarak durma sürelerinin artması potansiyel açıdan daha yüksek maliyetli tesis değişiklikleri kaçınılmaz oluyor. Bu makalede, membran ayırma (örneğin ters ozmos), elektrodiyaliz ve elektrodeiyonizasyon gibi su arıtma teknolojilerin ve zaman içinde gözden düşse de, henüz yeri doldurulamayan iyon değişimi tekno'lojisinin önemini inceleyeceğiz. Bu sayede uzmanlaşmış kimyasal su arıtma ş irketlerin i n enerji santrali tasarımı aşamasında yaşanabilecek ve pahalıya mal olabilecek ha132 Tesisat Dergisi Sayı 150 - Haziran 2008 taları engellemede üstelendikleri role, teknolojiler arasından en iyisinin nasıl seçilebileceğine ve santrale verilen ham suyun ciddi şekilde değerlendirilmemesi durumunda her şeyin nasıl alt üst olabileceğine değineceğiz. "Yeni kurulacak olan enerji santrali için zemin kazısına başlamadan çok önce, su arıtma işlemiyle ilgili tüm hususlar konunun uzmanlarından oluşan bir ekip tarafından dikkatle ele alındı ve incelendi. Tesisin çalışmaya başlama aşamasında , seçilen birimlerdeki işlemler uyum içinde çalıştı, tasarıma bağlı akış hızlarının su kimyasında kayda değer bozulmalara neden olmadığı saptandı." Bütün projelerde bu şekilde bir bölümün yer alması neredeyse standarttır öyle değil mi? Aslında pek de sayılmaz. Kendi edindiğim deneyimler, su arıtım işleminin tesislerin çalışmaya başlama planlarında gecikmelere, sonrasında oluşacak tesis ısı oranlarındaki düşüşlere ve tarihi belli olmayan duraklamalara katkıda bulunan en önemli faktörlerden biri olduğunu göstermiştir. Ayrıca su arıtımının, tesisleri tasarlayan ekipler tarafından sahipsiz bırakıldığına , sadece projelerin genel akış şematiğinde bulunması gerekli olan bir sistem olarak görüldüğüne ve gereken ilgiyi asla bulamadığına inanıyorum. Daha önceleri, Mühendislik, Satın Alma ve İnşaat Firmaları (MSAİ) şirket bünyesinde donanım seçiminde bilgi ve birikim sahibi su arıtım tesisi uzmanlarını çalıştırırlardı. Aynı durum ilk aşamada santral tasa rımc ılarına önemli 1 LuisCarvalho Mühendis Uzman Teknik Danışman Bartelo Randa Teknik Müdür GE Su & İşleme Teknolojileri ölçüde katkıda bulunan pek çok santral sahibi ve son kullanıcı la rın mühendislik bölümler için de geçerli. İnsan gücüne dayalı rasyonelleştirmeyi izleyen yıllarda bu kaynakların pek çoğu artık mevcut değil. Dahası detaylı mühendislik aşamasındaki son derece rekabete dayalı ihale prosedürü sermayeye dayalı donanım seçiminde fazladan bir baskı yaratıyor ve her ne kadar bu çok pahalıya mal olmasa da, genellikle yararsız sonuçlar doğuruyor ve seçimler bir kez yapılmış oluyor. "En ucuz fiyat teklifi en iyi fiyat teklifidir" düsturu halen geçerliliğini koruyor. İşletim aşamasına geçildikten sonra su arıtmayla ilgili tüm işlerin sorumluluğu seçilmiş kimyasal su arıtma firmasına düşer. Bununla birlikte, tasarım aşamasında ortaya çıkan önemli hataları gidermek için çok geç kalındıysa, start up veya operasyon aşamalarına kadar sorumluluk konusu genellikle hesaba katılmaz. Bu genellikle yüksek maliyetli değişikliklere ve hataları düzeltmek ve santralin "normal" işleyişine dönmesi ve en etkin şekilde performans sergilemesi için harcanan uzun kayıp üretim aşamasına mal olur. Her tür santralde yapılan başarılı bir su arıtma işlemi, uygulanabilir her birim operasyonda doğru donanım seçimiyle gerçekleştirilen doğru su kimyalarının uygun entegrasyonuna bağlıdır. Bu işlem, kulağa ne kadar basit ve doğrudan gelsede, enerji santrallerini beslemekte kullanılan su kaynaklarının çok iyi şekilde değerlendirilmesiyle başlar. Bunun tüm süreç/işlem boyunca en fazla göz ardı edilen aşamalardan biri olduğuna inanıyorum.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=