Tesisat Dergisi 147. Sayı (Mart 2008)

go Haça~o ·ı e biı1ikte çayemekten bıkbğımız Için birçözüm olu~turmu~tuk. Hocalannyanına sırayla gidiyor, soıumuzu soruyorduk. Ö~renen ki§' de gelip d ğenne aktanyordu.Yorgo bir gun, boruların klimadanasıl çaplanacağını sormuş. Kamil Bey'de "Karde~m. GPMile yap" demi§ ve d şan çıkarmış. Yorgo gelip "GPM nedir?" dedi. Araştırdık ve bu metotta sonınun ne kadar kolay çözüldüğünü öğrenmiş olduk. i§e başlad ğımızda sıfır dfızey eylten soruında iyı bir yere gelebildik. Şirkete girdiğimde bana. carrier'in sistem dizaynı ile Ilgili kitabını verd iler. Aynı ıanıanda bir kalorifer hesap işi de ıeımişlerdi. ~lejde Max Jakop'un ısıtransferi kitabını oktımu~tu . Bu itabı açıp bir hafta uğraşbın ve Salomon beye gidip "k" değerlerini tespit ettiğiını söyledim . Salomon Bey baktı ve "Güzel. ama biz bunu böyle yapmıyoıuz• dedi. Fahıi Sönmez'in kitabını getiren~)(. burada daha basitbir şe ·ıd e bilgil er in yer aldığını anlattı. Fahri Sönmez ile tanışmamız böyle olmuştu. Bir hafta zaman harcadığım iş, ıneğer bir saatlik bile degılmi§ . Fahri Sönmez'in Türk tesisat mühendisliğine yaptı~ı büyük katkıyı hatırlamakta yarar var. Ben kaloriferi tamamen Fahri Sönmez'den öğrendim. 1970'fiy lann ba~ında Sam' mArduman'ın karde~ de şirketin sanayi lusmında işe ba~amı§tı. Samim Bey'in kendi kardeşine "Kardeşjm" diyere konuşması na da şahit olmuştuk! Biz o y ı llarda, bir işin hem projesini, hem de uygulamasını yapaıdık. Yani §antiye ve pıoje birlikte yüriirdü. Rahmetti i hami Nu ral'ın ihale projesini hazırta dı ~ı ncaret Odası'nın tatbikat projelerinin hazı rtanması ve şantiye i§leıi ba na verilmi§ti . Burada da çok §a nslıydım . çiinku tüm malzeme Amerika'dan geliyordu. Dolayısıy1a o yıllarda o malzemeleri tanımak, görüp montajını yapma bana epey bir bilgı birikimi sağ1amışb. Ali Ta ra, Vantilatör Sanayi ve Memleketimizde Ar-Ge Eksiklikleri Ali Tara Bey, Yarıtilatör Sanayi'nin fabrika müdürüydü. Kendisi son derece mütevazı bir insan, bir halk adaımydı. Tokar Vantilatö 102 Tesisat Dergisi Sayı 147 - art 2008 Benimen büyü k §ansım, çok iyi hocalaı ı olan birokul-§irketegiımi§ olmamdı. Orada dört patronum vardı : Salomon Albukre , Sam imArduman, Kamil Öztop ve Sunday Bakırcı. Tokar'daki en büyük hoca larımız, SamimArduman ile Kamil Öztop idi. Sanayi'nde santralier, anlar menfezleryapdırdl ve bunları biz dizayn ederdik. Santralin, kayı§ kasnak imalat resminden ba§lay ıp , serpantin dizaynı, imalat resimleri, hatve aralığı gibi tüm hesaplan nı yapardık. Su nedenle yurt dı§ı gelilerinde bu tür fabrikaları gördüğümüzde on an pekyadırgarnadım . Serpanlin i malatı nda tekfark. biz demirboru üzeri ne tomada normal saç çekerdik; d şanda ise, bakır boru üzerine alüminyum tatbikab oiU'JOf. Odönemde yapbğımız i§ler terzi işiydi. Saniralin konulacağı yere gidip bakıyor. buraya göre santral çiziyorduk. Çizimi yaıııp Ali Tara Bey'e gönderirdik. So a, bir hata yapmışsa , kendisini arar yanlı§ımızı, sıkılarak anlabrdık. Ali Bey yapbğımız halayı ki mselereiletmez. yani durumu idar eeder . BirgünYorgo ile Vantilatör Sanayii'ndeAli Tara'nınodasındaydık . O dayken bütün Robert Kolejtilerin en büyük ideali MIT'de okurnakb. MIT o yıllarda dünyanın ilk be~ üniversitesindenbiriydi ve bu ünivers~ede doktora veya mas er yapmak herke sin hayallydi. Fal<at notıarımızdaıı dotayı bu i mkansızdı. Ali Bey 'e hangi üniversiteden mezun ol ğunu sordugumuzda önce lah değiştimıeyeçatışmıştı sonra sıkı lara , bize MIT d edı~inde Yorgo ile 'hazır ol' a geçmi~k. Oz aman insanlaıı g~im ku§amı ile, dış görünii§Ü ve önyargılar1a değerlendirmenin ne kadar yanlış olduğunu anladık. Ali Ta a'dan da bunu öğrendim. '60' 1ı ve '70'1 yıllarda, soğutucu fıniteler de yurt içinde yaıııtmaya çatışılırdı, çünkü ithali için Türkiye'nin bunlara ayıracak fazlaca bir parası yoktu. Sadece kompıesörler dışardan gelir, evaporatör ve kondenser kısımları, t:mır boru aksam ı , otomatik kontrol sistemi Tüıkiye'de yapıt dı. Bu i~te piyasaya en çok mal verenler ise Tokar ve Alarko idi. Rahmetli Salomon AibtWek, kon denser dizaynı nda, bize hesap elli~ mizden yüzde 20 daha azla boru koydurur, buna da "Yerli imaJat faktörü, kaıde§im" derdi. Tiim bu irnalabn yapıldığı fabrikalanmızdaki tezgahların. sonraları Avrupa gezilerinde göıdü~ünıüz fabfikaJardakilerte hemen hemen ayrıı old ğunu fa rkettik. Yalnız o fabnllaları n her biri nde küçük de olsa bir test laboratuvarı vard . En önemlisi bir de Ar -Ge odaları vardı. Bizim Türkiye'de bu ikisi de yoktu. Bunun için Vantilatör Sanayi kapandı. Türkiye'nin bir yere aramamasının nedeni.tes labora anveAr-Ge' ninyeterince olmayı§ından kaynaklanıyor. Ticaret Sarayı Egzost Kanallan rıcaret Sarayı benim ilk i§imdi. Çatı arasında üstü kapalı, yan taralları panjurlarta açık bir yere. MaıfeıJ marka su soğutma kulesini koyd Aşağıda, bodrum katta. Carrier 19 OA santrifüj su soğutırcu ünitesinin en kfıçiik 100 ton kapasiteli modelini ~.oymuştuk. Bina egzostuiçin, bana yukanda en sağır cepheyi bırakmı§lard . Dışanya ulaşmak ancak elektrik odasından geçe ek mümkündü. Oradan geçip geçmeme konusunda elektrik pıoje müellili Bülent Cedetaş ile uzu n si' ren tartı§malar son teunda ben galip çıkıııı§tım. Bunuyapaca~ıma, egzost edilen havayı, kuleye iilleseydim, kuleninverimi artacakb. Ticaret Odası önünden her geçişjmde bu olayı habrtaı, gülerim.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=