SEKTÖRELFORUM sahiptir ve 2030'a kadar % 1,9 artışla bu payını koruyacağı hesaplanmaktadır Yapılan ayrıntılı ar~ tırma ve analizlere göre, bütün dünyada 2015'e kadar % 32, 2030'a kadar% 59 daha çok kömür kullanacağız. Genel ene~i sepetinde durum böyte iken, elektrik ürotiminde kömür kullanımı 2030'a kadar % 81 oranında artacak ve bugünterin% 68'lik payı% 73'e yükselecek. Dünyada kömürün bütün kirletici özelliklerine rağmen hala % 1,8 oranında artmaya devam etmesinin en önemli nedeni doğalgaz fiyatının son 3 yıl içinde bütün dünyada % 90-100 artmasıdır. ikinci önemli nedeni ise, kirletici özelliğini büyük ölçüde azaltan, kömür gazla~hrma/sıvılaştırma teknolojilerinin büyük ölçüde uygulamaya konulmasıdır. Böyfece kömürün toz kömürü şoklinde yakılması yerine, gazlaştı rılarak gaz türbinlerinde doğalgaz gibi kullanılması yoluna gidilmektedir. Dünyada doğalgaz fiyatlannın artmaya başladığı 2004 yılı başından beri 2 bin adet kömür gaz.la~tırma tesisi kurulmuştur. Böytece 1 kWh1ık elektrik üretimi başına co2 salınımı 850 gr yerine 500 gr'a kadar inmektedir. Kömürün doğalgaza ve yenilencbilir enerji kaynaklarına göre daha çok co2 saldığı yadsınamaz bir gerçektir. Bir kWh elektrik üretmek için linyitte 900 gr, steam c.oal dediğimiz yüksek kalarili kömürde (6.000 kcal/kg'ın üstü) 750-800 gr, kombine çevrim doğalgaz santrallerine 400 gr ve % 70 verimin üzerindeki kojenerasyon tesislerinde 225 gr C02 salınımı olmaktadır. Bu teknoloji farklan nedeniyle Kyoto Protokolü şartlarının hangi teknolojilorlc daha kolayyerine getirildiği inceleme ve araştırmalan nda, Doğalgaz Santrallan ve Kojenerasyon Tosislori, CDM mekanizmasının 238 Teslsat Dergls Sayı 142- Ekim 2007 kredi veren tarafında, kömür tesislerinin ise, kredi ihtiyacı olan tarafında koldığı görülmüştür. Hesaplara göre kömür, doğalgazdan az da olsa, tüketim artışı devam edecek ancak yavaş yükselecek (% O ,9). U luslararası Enerji Ajansı (IEA)'nın hesapianna göre, Amerika ve Kanada'nın bugünkü co2 emisyonu, bütün dünyanın 2030 yılına kadar yapabileceği C02 tasarrufuna eşittir. Emisyon ortışı non-OECD'de çok yüksek olmak üzere gelişmi~ ülkelerde% 2, l oranında artmaktadır. 2030'a kadar sadece Çin'de C02 artışın yansı Hindistan ve Endonezya da Çin gibi atmosferi kirletmeye devam edecek. Bu durum hepimizi korkutmaya ~ ladı. Fakat bizi asıl korkutan, dünyada sera gazı artışının% 75 ı nden sorumlu ülkelerin, Kyoto Protokolü'ne imza koymamış olması ve küresel ısınma ile ilgili savaşın, % 25 sorumlu, azınlık devletleri tarafından yürütülmak zorunda kalmasıdır. Bütün bu gerçekiere rağmen elektrik üretiminde kömürkullanımı neden yükse l işini (% l, 9) sürdürüyor? Bu nedenleri şöyle sıralayabiliriz: 1. Ülkelerin kendi kaynaklannı birinci öncelikle kullanmalan tercihi. 2. Doğalgaz fiyatlannın dayanılmaz ağırlığı. 3. Doğalgaz ve petrol rezervlerinin daha süratli eriyor olması ve tüketim hızına uygun yeni kaynaklar bulunamaması . 4. Kömürün kirleticiliğini azaltan ysni teknolojilerin süratle gelişmesi . Yukandaki 1,2 ve 3'üncü maddeler zaten tartışılmayacak kadar açık gerçeklerdir. Dolayısıyla bunlar yerine kömürün kirleticifiğini azaltan yeni teknolojilere değinmek istiyoruz. Yeni Teknoloiilerde Amerika Başı Çekiyor Doğalgaz fıyatlannın boş döndüren artışından on çok etkilenen ülke A.B.D'dir. Özellikle kasırgalarda ve soğuk geçen kışlarda gaz fiyatları , 1000 m3'ün fiyatı itibariyle 600 $'a kadar ÇJkmaktadır. Yüksek kalerili kömürün (steam coal) fiyatı ise CIF teslimi en çok 70 $/ton'dur. AB.D, Kyoto'ya imza koymadığı için co ı 'yi düşünmemekte, daha çok, partiküller, co ve so ı, so3 gazlarına karşı mücadeleyi sürdürmektedir. Bu nedenle AB.D, bir yandan daha az kirli kömüre yönelimi arttınrken, diğer taraftan yeni kazan teknolojileri ile (hyperkritik kazan· lar, sis şeklinde premix sistemleri ve kömür gazi aştırma teknolojileri gibi) daha yüksek verimli tesislerle gaza karşı rekabet ortamı yaratılabilmektedir. Son 3 yı l içinde ABD eyafetlerinde 40 adet büyük hyperkritik basınçlı (300 bar ve üzerij kö· mür santrali ihale edilmiştir. Kömürle ortaya konulan bu yeni kapasite, son 3 yı l içinde yaratılan toplam kapasitenin yansıdır. Buradan Avrupa'ya geçersek, Kyoto Protokolü'nü titizlikle uygulayan AB 25 ülkelerinde, Amerika'da olduğu gibi yeni kömür santralleri kurulmakta olduğunu görüyoruz. Almanya'da bile "yeşiller"in amonsız baskısına rağmen, 2004'te 2, 2005 'te 4, 2006 'da 3 ve bu yıl da 4 kömür santralinin yapımına başlanm ı§tır. Kyoto'nun büyük baskısına rağmen kömür santralleri nasıl kurulabiliyor? Cevap: Sosyal maliyetleri ödeyerek. 2000 yılında, benzerini Türkiye'de
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=