GÖRÜNÜM ------- .... Küreselisınma ve iklim Deği~ikliği Dr. Ömer Mcıdrcı il Ümit Şahin'in 'Küresel Isınma ve iklim Krizi' ba§lıklı söyle§isini içeren 362 sayfalık kitabı okurken tüylerim ürperdi. Hadi, bizler ve ~cx:ukkır ımız, bu 'geliyorum' diyen f lcıket il yüz yüz gelm den foni olacağımızı kabul edelim. 'Torunlarımız ve onlann c;ocuklan ne yapacaklar' diye d~ündüğümde, kıyamet günlerinin yakla§lığını hissediyor buna kar'§ı hic;biq y yapcımadığımızı görüyorum. 'Elle gelen düğün bayram' diyebilen, her doğal felaketin 'AJiah'tan kaynaklandığıncı inanon bir toplum olarak; bilim v 1 knolojinin, med ni ya§Omın sebepolduğu bu sorunu nasıl ortadan kaldırabileceği konusunu gündeme getirmeliyiz. 20. yüzyıla damgasını vurmu§ bilim v teknolojinin, doğayı tahrip tmesi n - deniyle olu§an iklim deği§ikliğinden kaynaklanan bu sorunu görebilen bilim adamları, iklim bilimci ve torih~i1 ri, cınlropologlor bulunmo.ına kor- §ın; Çin, Hindistan, Brezilya'nın do içinde bulunduğu G-8 zirvesinin 'Acil Durum Deklerasyonu'nun ne kadar dikkate alındığı incelenmeli, potansiyel tehlikenin nasıl önlenmesi gerekti16 Tesısat Oeıglsl Sayı 142- Ekim 2007 Celal OKUTAN 11Şurası bir gerçek ki; dünyayı kirleten, küresel 1smmay1 doğuran, iklim deği~ikliğini yaratan insan, özellikle modern ve çağdaş insandır. Bu düzeye gelmiş toplumlarm eneriisini sınırlamak, aydmltğını k1smak, refah ve konforuna yönelik imkanlara azaltmak "mkansız sayılır." ği bilinmelidir. Bu yakla§ımla bakıldığında, Amerika ve Avrupa'nın ileri ülkelerinin la§ koyduğu Kyoto Protokolü'nün bil , y ni y ni dikkol alındığı görülm kt , ı la§a kapılınmaktcıdır. Kutuplardaki buzviiarın erimesiyle insanoğlunun kariıla§acağı felaketi onlamak ~ok zor sayılmaz. Ayrıca kuroklığın doğurduğu susuzluk sorunu do d ğerl ndiril bilir. Esas olan, C07 ve emisyonlann dağurocağı yüzJerce olumsuz etkiyi anlayıp, gerekli önlemlerin alınma ıdır. Çoğdcı~ mOOGniyetin, ilori 1 koo lojinin s bop olduğu günümüz ya§am ~o rtlarında bu felaketin bo§ ektörünün insanoğlu olduğu anl~ılmakta; doğa ile birlikte kısıtlı bir ya§amın yanı sıra, sınırlı düzeyde teknolojik uygulama öngörülmektedir. Bu anlamda çevreci ara§lırmacılann önerdiği önloml rdikkot alındığında, 21'n<:i yüzyıldaki toplumların ya§am ko~ullannın bugünkü olanaklar çerçevesinde uygulanamaz olduğu hemen görülür. ABD Bo1kanı George W. Bush'un rakibi Al Gore'nin oc;ıklomcısıoo göre, 2050 yı· lı nda % 90 dü:ı yine ul~ocak karbon emisyonları düzeyi dikkate alındığında; dünyada insanlara karne uygulamak suretiyle yıllık karbondioksit kısıtlaması g tirm k, kullanım kotası koymak g kmekt ; bu uygulama 2'nci Dünya Savo§ı dön mi kmek, ; k r, bez karneleri benzeri uygulamayı anımsatan korkunç bir ya§Om tablosu ortoya c;ıkcırmoktadır. Şurası bir gerçek ki; dünyayı kirleten, küresel ısınmayı doğuran, iklim deği §ikliğini yaratan insan özellikle modem ve çağda§ insandır. Bu düzeye gelmi~ toplumlonn n ~isini sınırlamak, aydınlığını kısmak, refah v konforuna yönelik imkanlan azaltmak imkansız sayılır. Bir batı toplumu Anadolu köylüleri gibi ya~yomcıyocağı gibi, Ana· dolu sakini ri d Etopyo ülk sind ki ya§amı sürdüremez. Uçağı kısıtlamak, elektronik sistemleri azaltmak, lV kullanımını alt düzeye indirmek ve benzeri yoplınmlor toplumlarda yasal düzenleme ile yapılamaz. Bu onlamda
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=