Tesisat Dergisi 137. Sayı (Mayıs 2007)

GÜNCEL Doğal ortamda parçalanabilen polimerlere en iyi örnek olarak nişasta bazlı polimerler verilebilir. Nişasto lineer bir polimer olup birbirini takip eden glukoz zincirlerinden oluşur. Zincirlerin uzunluğu kaynak olarak kullan ıl an bitkiye bağlı olmakla beraber ortalama uzunluk 500 ile 2000 glukoz ünitesi kadardır. Nişasto bazlı ve biyolojik olarak parçalanabilen plastikleri n nişasta içeriği yüzde 1O ile yüzde 90 arasında değişirve genel olarak mısır, buğday veya patatesten elde edilir. Nişasta içeriğinin artması polimerin biyolojik olarak porçalanabilme kabiliyetini arttırır. Farklı özelliklere sahip polimerler elde edebilmek için çoğu zaman nişasta bazlı polimerler yüksek performansl ı polimerlerle kanştırıl ı r. Nişosto doğal bir polimerdir; bitkiler tarafından fotoseni z süresince üretilir ve bitkinin enerji kaynağıdır. Nişosta işlenerek doğrudan biyoplostik haline getirilebilse de suda çözünebilmesi dolayısıyla nemli ortamlarda deforme olma ı kullanımını kısıtlor. Bu problemi ortadan kaldırabilmek için nişasta modifiye edilerek farklı bir polimere dön ü ştü rül ü r. Öncelikle mısır, buğday veya potates gibi bitkiler işlenerek nişa ta edilir. Daha sonra mikroorganizmolar 218 Tesısat Dergisi Sayı 137- ayıs 2007 yardımıyla nişasto bir monomer olan laktik oside dönüştürül ür. Son olarak taktik asit polimerizosyona sokularak polilaktit elde edilir. Önemli bir plastik olon polilaktit 1990'don bu yana saksı, çocuk bezi, implont ve cerrahi müdahale! rde dikiş ipliği olarak kullanı l maktadır. Biyoplastikler üzerine yapılan diğer bir çalışma do polyesterler ile ilgilidir. Son yıllarda yenilenebilir koynaklarda bulunan şeker veya yağlar bakteriyel fermantasyonla önemli bir lineer polyester olon poli hidroksi alkanaat haline getirilmektedir. Polyesterler hidroliz olabilen e ter bağiarına sahip olduğu için biyolojik olarak parçalonobilen plastiklerde önemli bir role sahiptir. Polietilen teraftalot gibi aromatik polyesterler mükemmel malzeme özellikleri gösterseler de mikrobiyel saldırılara karşı neredeyse tamamen dirençli olduğu kan ı tl anmıştır. Fakat alifatik polyesterler (poli hidroksi butirat, poli hidroksi valerat gibi) daha düşük materyal özelliklerine sahipkan degradasyonu bir o kadar iyidir. Şüphesiz. ki biyoplastiklerin pratik olabilmesi için mevcut şartlarda kullondığımız plastikler'le yarışocak durumda olması gerekir. Kuvvetli, esnek ve dayanıklı olduğu kadar biyolojik ortamda da parçalanabilme özelliğine sahip olmalıdır. Sayısı az do ol o Türkiye'de bazı kuru l uşlar biyoplastikler üzerine araştırma geliştirme yapmaktadır. Dileriz ki ülkemizde de endüstriyel boyutta biyoplastik üretimine hız verir ve bu sektörde de diğer ülkelerle yarışacak hale gelir. if:J

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=