Tesisat Dergisi 133. Sayı (Ocak 2007)

GÖRÜNÜM müşavirler hatta eğitimciler bu anlamda bir taşeronluk gayretine girmiş sayılırlar. Ayrıca; yurt içi yatırımcılar dahi önemli bir yapının tasarım sorumluluğunu dünyaca meşhur deneyimli mimarlara vermekte, bu tasarımcılar hizmeti ülkemizin mimar, mühendis, müteahhit işletme guruplarına yönlendirerek taşeron seçmekte veya lokal temsilcilikleri kanalıyla hizmet vermektedir. Kısa bir dönem içinde lokal taşeronlar da bilgi ve deneyim sahibi olup, gelişerek uluslararası kuruluşlarla rekabet ortamına girecek; yeni taşeron yüklenici arayışına gireceklerdir. Esasen amaç bir işi ekonomik, verimli ve doğru yapabilmek olmalıdır. Hizmetin temel hedefi bu sayılır. Bugün tesisat sektöründe meslek yaşamı 50 yılı aşmış, sayıları 80 adede ulaşan aşağıda isimleri yazılı değerli meslektaşlarımız, duayenlerimiz, ağabeylerimiz mevcuttur. Onları aşağıda isimleri ile saygı ile yadeder, kendilerine sağlıklı yaşamlar dileriz; Şükrü Er, Fahrettin Sönmez, Faik Hızıroğlu, Mehmet Turgut, Turhan Türker, Yılmaz Aksu, Muammer Özdemir, Saim Evizi, Bedii Korun, Şakir Aykaç, Prof. Dr. Süha Selamoğlu, Münir Cerid, Turhan Sargın, Nuri Özkul, Mehmet Selçuk, Yılmaz Şahinler, Haluk Türkmen, Samim Arduman, Ekrem Bulgun, Engin Kenber, Oktay Bilgin, Teoman Baygan, Kevork Çilingiroğlu, Haçik Eram, Anuştekin Tokgöz, Prof. Dr. Sadık Kakaç, Kazım Kızılca, Orhan Karadoğan, Şadi Tamer, Yılmaz Güngör, Celal Okutan, Dr. İhsan Gülferi, Metin Arkut, Vedat Tolga, Hikmet Gürsey, Saim Evizi, Güngör Özkan, Turgut Yorgancıoğlu , Güner Koçel, Akdeniz Hiçsönmez, Sami Bölükbaşı benzeri meslektaş ların ülkeye hizmetleri çok büyüktür. Ancak bu isimlerin üstün yetenekleri; sektördeki deneyimleri, uygulamadaki başarıları ve pratik bilgileridir. Hemen hemen hepsi, bugün gelişen teknolojide karş ılaştıkları eksikliklerini, ku surlarını ve kapasitelerini bilirler ve buna karşın deneyim vasıflarını üstünlük kriterleri olarak etkin kılarlar. İkinci jenerasyon ise 55 ila 60 ya ş larındaki , bugün hepimizin 20 Tesisat Dergisi Sayı 133 - Ocak 2007 "Bu yönleri ile gençlerin küresel ekonomide layık oldukları yerleri almaları bakımından bilim ve teknolojiyi iyi takip etmeleri, meslek içi eğitimi ömür boyu sağlamaları, lisan bilmeleri, teknik sorumluluğu taşımaları gerekir." tanıdığı meslektaşlarımız olup, benzer doğrultuda ilerlemektedirler. Sektörün 30 ila 45 yaşlarındaki genç nesli ise ellerindeki bilgi, teknoloji ve iletişim teknolojileri yönünden en şanslı kesim sayılır. Bu yönleri ile gençlerin küresel ekonomide layık oldukları yerleri almaları bakımından bilim ve teknolojiyi iyi takip etmeleri, meslek içi eğitimi ömür boyu sağlamaları, lisan bilmeleri, teknik sorumluluğu taşımaları gerekir. Çin, Japonya, Hindistan bu geli şimin en güzel örneklerini sergilemekte; İspanya, Portekiz, İtalya gibi gelişmekte olan devletler birbiri ile yarışmaktadır. Diğer taraftan Türkiye şartlarında mühendislik ve mimarlık ister istemez yaratıcılıktan uzak taklitçiliğe dönük bir hizmet haline dönüşmüştür. Ekonominin hızlı gelişimi içinde bilimsel ve teknolojik girdiler, ülke koşullarına adapte edilememiştir. İlerlemiş ülkelerin daha önünde hızlı gelişen ülkelerle olan düzey farklılıklarında olduğu gibi, gelişmekte olan ülkelerin ileri ülkeleri yakalama çaba ları , geri kalmış ülkelerin ge lişmekte olan ülkeleri yakalama gayretleri arzulanan hedeflere ulaşamamı ştır. Çünkü insanlık tarihinde asırlara, asırlardan yıllara yayılan evrimler XX. asırda aylara, günlere hatta saatlere dönüşmüş, bu nedenle ileri teknoloji yakalanamaz, ancak taklit edilir bir hale gelmiştir. Benzer şekilde farklılıklar bir ülkenin büyük şehirl e ri ile küçük şe hirl e ri , kasabaları yerleşim bölgelerindeki yaşam koşullarında da görülür. Özellikle küçük yerleşimlerde mühendislik hizmeti yetersiz, uzmanlık katkısı yok sayılabili r. Bu tablo ülkemizin eğitim, tasarım, uygulama, malzeme tedarik ve işletme alanlarına yansımış olup, sektörde profesyonel sorumluluk yerine ticari girişimler öne çıkmı ştır. Ülkemizde kaliteye yönelik hizmetler çok ağır ilerlemiştir. Bu anlamda yasa ve yönetmeliklerimiz eksiktir. Ayrıca yatırımcı kurumlar ve ona hizmet eden yükleniciler bilinçlenmemiş, 'kaç paraya' sloganı ile sistemde ucuzluk ön plana itilmiştir. Bu yönden Türkiye'nin ana sorunu, yürürlükteki mevzuat, standart, yönetmelik ve yasalardan kaynaklanır. Ülkemizde test ve işletmeye alma işlemlerinde bağımsız kurullar teşekkül etmediği gibi sorumluluk tesis edilmemiş, garanti aranmamış, tüketici hakkı korunamamıştır. Sanayi devrimini yaşamamış, hızla büyüyen bir Türkiye; Avrupa Birliği kuralları küresel ekonomi şartları nedeniyle sanayide, hizmet sektöründe bir duraklama dönemi ile karşı karşıyadır. Her işi yapan eleman yerine, uzman sorumluluğu arama gereği işsizliği körükleyecektir. Ayrıca devlet güvencesinde diploma yetkili hizmetlerin korunması yavaş yavaş ortadan kalkmakta, üniversite eğitimi temel bilgilerinin yanı sıra, yaşam boyu eğitime dönük, kişinin tercihi ve meslek içi uzmanlığa yönelik hizmetleri önem kazanmaktadır. Bu bakımdan makine mühendisliğinde XX. asırda yaşandığı gibi, tesisat mühendi s liğinde de doğurganlık dönemi baş lamakta , tesisat sektöründe 'ısıtma, havalandırma, klima', sıhhi tesisat, enerji, yangın, otomasyon, 'özel tesisat' uzmanlık dallarının ayrı ayrı mühendislik hizmetleri doğmakta, profesyonellik şartlarına ve teknik sorumluluk koşullarına bağlı olarak teknik elemanlar her branşta uzmalıklarını kanıtlamak, hizmetlerini sigortalamak zorunda kalmaktadırlar. ►Tasarım Deneyimli bir tasarımcı , bir projeye başlarken hiç bir zaman apar topar projenin mühendislik hizmetlerine girişmez. Önce projeyi, amacını, ihtiyaç programını, fonksiyonunu tanır. Mimari projeyi inceler, yatırımcı verileri ile zorunlu standartla rı belirler. Bu an-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=