me pazarı alacaktır. Ankara'da 1987'den, İstanbul'da 1991 'den beri aynı sistemler kullanılıyor. Bir kombinin azami ömrünü 15 sene varsayarsak, bunların yenilenme zamanının geldiğini görüyoruz. Yılın ilk 6 aylık döneminde toplu konut inşaatları çok hızlı gelişti, ancak Temmuz ayı sonrasında hakedişlerin geciktirilmesi, enflasyonun düşmesine bağlı olarak vade farklarının da düşmesiyle vadelerin uzaması, pazara yeni aktörler girince rekabetin artması gibi gelişmeler piyasada nakit açısından sıkışmaya sebep oldu. 2004'ten beri düşen faizlerden ötürü çok miktarda banka kredisi, kredi kartı kullanılması ve bunların ödemelerinin 2006'ya yansıması nihai tüketicileri nakit sıkıntısına soktu. Havaların güzel gitmesi ve İzmir, Malatya, Samsun gibi illerde gaz dağıtımının istenildiği gibi gelişememesi de satış kanalını sıkıntıya soktu. Normalde satışların yüzde 65'i yılın ikinci yarısında yapılırken, bu yıl beklentiler gerçekleşmedi ve sektördeki çoğu firma Eylül-Aralık dönemi satış hedeflerine ulaşamadı. Neticede ısı sektöründe yüzde 15-20 gibi bir büyüme yaşansa da, bu büyüme vade riski gibi riskleri de beraberinde getirdi. Eskiden 60-90 gün olan vadenin, 180 güne çıkması firmalara ciddi bir finansman yükü getirdi. Firmalar işçi ücretleri, elektrik, su parası gibi harcamalarını nakit yapıyorken, alımlar ortalama 60 gün içinde temin edilebiliyor; bu da büyük bir finansal risk teşkil ediyor. Şu an Türkiye'nin dış borcunun yüzde 67'si özel sektörün borcudur. Yatırımlar nedeniyle de firmalar kredi alıp borç altına giriyor. Bazı firmalar öz sermayesiz tamamen krediyle yatırım yapıyor. Bu durumda kara geçme olasılığı çok azalıyor. Ama her dönemde her sektörde böyle akımlar olduğu gibi bizde de şu an bu moda ve kar edilememe riskine rağmen yatırımlar yapılıyor. Türkiye'ye yabancı yatırımcıların gelmesinin ana nedenlerinden biri de, maliyetini karşılayamayan bu firmaları yabancıların satın almasıdır. Tabi ki bu işlem firmalara ilave kapasite ve teknoloji transferinin olmasını da sağlamaktadır. 2007 için çok ciddi riskler var. Dış ilişkilerimiz Cumhuriyet tarihinin en kötü düzeyinde. İçeride ise devlet bütünlüğünü kaybetti, kurumların birbiriyle olan irtibatı koptu. Uzlaşmazlık hakim konumda. Bütçenin yaklaşık yüzde 80'ini borçlar oluşturuyor: Dış borç 193 milyar dolar, iç borç 250 milyon YTL. 45 milyar dolar sıcak para var, Merkez Bankası rezervleri ise 55 milyar dolar civarında, bunun yaklaşık 28 milyar dolar'ı da milli rezerv. Durum çok parlak değil, ama uzlaşıcı ve istikrarlı bir hükümetle sorunlar kısa vade de çözülebilir. Tüm iç dinamikleri uzlaştırıp aynı amaca yöneltecek, milli egemenliğe dayalı tutarlı bir dış politika yürütecek bir hükümetle birkaç senede toparlanabiliriz. Bizim sektöre bakacak olursak; ucuz konut yatırımı artırılacak. Taahhüt ödemelerinde aksaklıklar olmaz ise konut sektöründe gelişme olacağı tahmin ediliyor. Doğalgaz dağıtımı devam edecek, yeni illerin eklenmesi sektöre katkı sağlayacaktır. Yenilemeleri de hesaba katarsak ısı sektörü yine yüzde 1O civarı büyüyebilir. Kombi pazarı yüzde 1O, radyatör pazarı ise yeni inşaatlara bağlı olarak yüzde 5-1O GÜNCEL artabilir. Yeni illerde doğalgaza geçişte genelde merkezi sisteme dönülüyor, birkaç sene içinde de bireysel sistem tercih ediliyor. 2007 yılında yeni doğalgaz gelecek illerde de bunun böyle olacağını sanıyorum. Dolayısıyla merkezi kazan adedi konusunda bir şey öngörmek daha zor. Türkiye'de gerçek enerji verimliliği sağlamak istiyorsak, binalarda izolasyon, tesisat, doğru ısıtma veya soğutma hesabı, sistemdeki ürünlerin kalitesi gibi verileri bütün olarak ele almalıyız. Ben yasayı tam olarak incelemedim, ancak teknik komitedeki arkadaşlarımız takip edip bizi bilgilendiriyor. Enerji tasarrufu ve hava kirliliğinin önlenmesi açısından fikir olarak güzel. Ancak fikirlerle uygulamalar farklı olabiliyor. Teknik komitedeki arkadaşlarımızdan ricamız, sürecin mutlaka içinde olmak suretiyle somut adımlar atılmasına katkıda bulunmaları. Ne yapılacağını herkes söylüyor, ama önemli olan nasıl yapılacağını bulmak. Mutfakta doğalgaz kullanımı LPG tüp satıcılarının kazancını, binaya izolasyon yapılması müteahhitin karını azalttığından tercih edilmiyor. Halbuki burada önemli olan Türkiye'nin menfaati, onun için kişisel menfaatleri unutup somut adımlar atılmalı. Fransa'da elinizdeki konvansiyonel cihazı yoğuşmalıyla değiştirince o masrafı gelir vergisinden düşebiliyorsunuz. İngiltere'de 60 yaşın üstündeki insanlar evlerindeki ısıtma sistemini değiştirirse masrafları devlet ödüyor, bu dönüşüm için 2006 bütçesinde yaklaşık 500 milyon Avro ödenek ayrıldı. Amaç yaşlı sistemleri yenilemek. Almanya'da 17 yılını dolduran cihazların yenilenmesi zorunlu tutuldu. AvTesisat Dergisi Sayı 133 - Ocak 2007 211
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=