Tesisat Dergisi 133. Sayı (Ocak 2007)

- "' ı.ı.ı "' o ~ Q.. SÖYLEŞİ Su Vakfı Başkanı Prof. Dr. Zekai Şen: 11Türkiye1nin Bir Su Politikası Yok, Bunun Derhal Oluşturulması Gerek11 İklim değişikliklerinin etkilerini ciddi şekilde göstermeye başladığı şu günlerde, yeryüzündeki su kaynaklarına biçilen ömür her geçen gün kısalıyor. Mevsim normallerinin çok altındaki yağışlar ve çok üzerindeki sıcaklıklar, sadece doğal yaşamı değil, insanoğlunun doğasını da fazlasıyla etkiliyor. Yaşam alanları yer değiştiriyor, sosyoekonomik tablolar farklı şekilleniyor. Bu gelişmeler doğrultusunda, su kaynaklarının en iyi şekilde korunma ve kullanılmasının sağlanması, suyun kişi, toplum ve canlı hayatındaki yeri ve öneminin kavratılması, yeni su kaynaklarının bulunarak hizmete alınması gibi konularda çalışmalar yürüten Su Vakfı, çalışmalarına çok daha geniş bir alanda devam ediyor. Vakıf Başkanı Proj Dr. Zekai Şen ile yaptığımız söyleşide, Türkiye 'nin yaşadığı sıkıntılar ve bu konuda alınması gereken tedbirleri konuştuk. Türkiye'nin en büyük sorunlarından biri, bir su politikasının olmamasıdır. Bu açıdan baktığınızda, aslında Türkiye'de bir bilim politikası dahi yoktur. Her şey bilime dayandığına göre, su politikasının olmaması da çokgarip birdurum değil. İzmit'te Yuvacık Barajı'nda yaşanan ve benzerlerinin Bursa ve Ankara'da da söz konusu olduğu su sıkıntıları, bu global konuyu yeniden Türkiye'nin gündemine getirdi. Yuvacık Barajı'ndaki bu olayda hatanın mühendislik faktöründe mi yoksa işletme açısından _mı olduğunu iyi incelemek gerekir. Orayı ziyaret ettiğimde, mühendislik açısından bir hata olduğunu görmedim. Ancak çok farklı ve büyük bir hata var ve bu hatanın sadece Yuvacık Barajı'nda değil, Türkiye'nin her yöresinde böyle olduğunu zannediyorum: Yağışlar olduğu sürece barajlar suyla doluyor. Dolayısıyla, sular "Peki kuraklık olursa, ne yaparız" diye akılcı bir düşünce, yahut çözüm ortada yok. Buna çözüm olarak şu yapılabilir: Herşeyden önce, kurak yıllar olduğu gibi suyun bol olduğu yıllar da oluyor. Yağışın bol olduğu zaman suyu barajdan dereye veriyorsunuz. Bunun yerine, barajın üst kısımlarındaki kollarında küçük barajlar yapsanız, suyu orada tutsanız, su kıtlığı olduğu zaman boşa gidecek olan bu suları kullanabilirsiniz. Veya bu barajı İstanbul'a çok yakın olan Sapanca Gölü ile eşgüdümlü olarak çalıştırırsanız, gelecekte kuraklık nedeniyle yaşanacak sıkıntıları en aza indirgeyecek şekilde barajda su tutabilirsiniz. Önemli bir başka yol da, Türkiye'de hiç bakılmayan ve hep üvey evlat muamelesi gören yer altı sularıdır. Millet olarak yer altı sularını fazla dikkate almıyoruz, ancak göl olan yerde mutlaka bol miktarda yer altı suyu bulunur. Türkiye'de pek çok rahatlıkla tüketiciye ulaştırılabiliyor. bölgenin konumu buna müsait. Prof.Dr. Zekai Şen Su Vakfı Başkanı Türkiye'deki en büyük sorun -ki GAP'da buna dahil- barajların su kaynaklarının ortak işletiminin olmamasıdır. Sadece barajlardan değil; göller, yer altı suları, akarsular, kar erimeleri, taşkınlardan da yararlanmak gerekir. Hep zararlı olduğunu bildiğimiz su taşkınlarının dahi yararlı hale getirilmesi 146 Tesisat Dergisi Sayı 133 - Ocak 2007

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=