Tesisat Dergisi 131. Sayı (Kasım 2006)

CD c:, c:, N E in .. ~ prosesler (volkanik patlamalar, ok- ne neden olacağı konusunda hemfiyanus sirkülasyonlarındaki deği- kirdir. Hatta son 50 yılda sera gazı şimler ... ), atmosferin bileşim ini de- artışındaki en büyük nedenin biz inğiştiren insan aktiviteleri (fosil yakıt- sanlar olduğuna dair çok ciddi kanıtların kullanılması ...) ve yerküre yü- lar mevcuttur. Hem ABD'de hem de zeyinin doğal yapısını değiştiren in- İngiltere'de farklı farklı modellerin san aktiviteleri (ormanlık alanların azalması, kentleşme, çölleşme ... ) nedeniyle görülebilir. Küresel ısınma, yerküre yüzeyine yakın olan atmosferin ve troposferin sıcaklığının artmasıdır. Küresel ısınma da doğal nedenlerden veya insan aktiviteleri yüzünden görülebilir. Son 200 yı ldır fosil yak ıtla rın yakılması, ormanlık bölgelerin yok olması gibi nedenlerden dolayı sera gazları konsantrasyonları hızla artmıştır. Daha önceden de belirtildiği gibi bu gazlar, enerjinin tekrar uzaya gönderilmesini engelleyerek sanki bir seranın cam panelleri gibi davranır. Bu nedenle de ısı artar. Uzun yı llard ı r yerküre, atmosfer sıcaklıklarını izleyen ve sera gazı konsantrasyonlarını kaydeden birçok bilim adamı, sera gazı konsantrasyonunun bu hızla artmasının iklim değişikliği- ' \ 1 / . '.ı:, ". t ..... .,,. ~ ·- 216 kullanıldığı çalışmalarda da aynı sonuçlara varı lması birçok bilim adamını şaşırtmıştır. Eldeki verilere ve kullanılan matematiksel modellere göre dünya üzerindeki denizler iklim değişiminden farklı farklı etkilenmektedir. örneğin, Atlantik'te yüzeyin 700 m altına kadar sıcakl ık yükselmesi gözlenirken Pasifik'te ısınma sadece 100 m seviyesine kadar gözlenmiştir. İklim sisteminde önemli bir rolü olan buzullar hem güneş ışığını yansıtır hem de okyanus akıntı sistemine soğuk su katkısı yapar. Böylesine önemli bir görevi olan buzullar üzerine yapılan bir çalışmada 1965 ile 1995 yılları arasında Arktiklerde 20.000 km2'lik bir buzul kütlesinin eridiği gösterilmiştir. Fakat deniz seviyesindeki yükselmenin tamamen küresel ısınma kaynaklı olduğuna dair bulgular henüz kesinleşmemiştir. İ klim sisteminin yavaş yavaş değiştiğini işaret eden diğer bir gösterge de yağış miktarlarının değişmesi, fırtına ve sellerin artmasıd ır. 19. yüzyılın sonlarından günümüze kadar küresel yüzey sıcakl ığı 0.6 °C (± 0.2 °C) artmıştır. En güvenilir sonuçların alındığı son 25 yılda sıcaklık artışının 0.2 ile 0.3 °C arasında olduğu saptanmıştır. Fakat bu ısınma uniform bir şekilde dağılmamaktadır. Yine son 100 yıldır küresel ortalama deniz seviyesi yı lda 1-2 mm artmıştır. 2001 yılında Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli sonucunda basılan 3. değerlendirme raporuna göre, 1990' dan 2100 yılına kadar küresel ortalama yüzey sıcaklığının 1.4 ile 5.8 °c arasında artması öngörülmektedir. Bu küresel ısı artışı nedeniyle de deniz seviyesinin 9 ile 88 cm arası yükselmesi tahmin edilmektedir. 1992 yılında gerçekleştirilen Rio Zirvesi'nde ortaya konan ve 21 Mart 1994 tarihinde yürürlüğe giren Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS), uluslararası arenada iklim değişikliği adına atılan en önemli adımdır. Bu girişimin en somut çıktısı ise 1997 yılında Kyoto'da gerçekleştirilen BMİDÇS 3. Taraflar Konferansı'nda kabul edilen ve 16 Şubat 2005 tarihinde yürürlüğe giren Kyoto Protokolü'dür. Kyoto Protokolü'nün 1997 tarihinden 2005 tarihine kadar askıda kalmasının en büyük nedeni, protokolün yürürlüğe girmesi için CO 2 sa lı nımlarının % 55'inden sorumlu olan ve BMİDÇS (Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi)'ye taraf olmuş en az 55 sanayileşmiş ülkenin onayının alınmasının gereklili-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=