CD o o N a >, w L sayısına sahiptir. Bu özelliğinden dolayı, inorganik asitler güçlü ve tepkimeye giren asillerdir. Organik asitler, ayrışma katsayıları düşük olduğu için, daha yavaş tepkimeye girerler. Mineral yağlar göz önünde bulundurulduğunda, yüksek seviyedeki sıcaklıklar, mineral yağın tamamen yapısının bozulmasına ve karbon-hidrojen gazlarının açığa çıkmasına neden olur. Açığa çıkan bu gazlar, sadece bir okside edici maddenin (oksijen veya hava) varlığı durumunda organik asit haline dönüşebilir. Sentetik yağlar gözönünde bulundurulduğunda (POE yağlar gibi), yağın üretim proseslerinden (esterleme) kaynaklanan sebeplerle, yağ içerisinde ilk başlangıçta 8 PPM'e kadar organik asit bulunabilir. Bu sebeple, soğutma sistemlerinde oluşan asit probleminin organik asit değil inorganik asit problemi olduğu açıktır. Bir kompresör yanması esnasında, yüksek sıcaklıklarda soğutma gazının ayrışması yüzünden inorganik asitler oluşur. Bu inorganik asitler, yukarıda da bahsedildiği gibi, yağ içerisinde az çözünme özelliğ ine sahiptir. Kompresör yanması sonucu oluşan inorganik asitlerin önemli bir bölümü gaz halinde olup, sistem içerisindeki metal yüzeylerle tepkimeye girer veya filtre/drayer tarafından absorbe edilir (yapılan deneyler sonucunda, sistem içerisindeki inorganik asit buharının, tepkimeler sonucunda bir kaç saat içinde % 85 oranında azaldığı görülmüştür). Bununla birlikte, yine yapılan deneyler sonucunda, oluşan inorganik asidin bir bölümünün de (monte edilecek yeni kompresörün yanmasına yetecek miktarda) kompresör yağı içerisinde mevcut bulunduğu belirlenmiştir. Yağ içerisinde tutunarak kalan asidin konsantrasyonu, normalde çözünmüş halde bulunabileceği miktardan daha fazladır (inorganik asitlerin çözünürlüğü düşüktür). Yağ içindeki bu yüksek asit konsantrasyonu, yağ içinde çözünen, yağ içinde tutunarak kalan (yağın köpükleşmesi ve karışma sebebiyle), sistemde bulunabilecek nem-su içerisinde çözünen ve yağ içerisindeki katı parçacıklar tarafından absorbe edilen asit miktarlarının bir kombinasyor,udur. Bu şekilde oluşan inorganik asitleşmenin, son derece uzun süre yağ içerisinde kaldığı ve kompresör motor sargıları da dahil olmak üzere 112 tüm kompresör parçaları ile temas halinde olduğu görülmüştür. Motor sargılarına temas eden inorganik asitler, zamanla motor sargı izolasyonunun aşınmasına ve motor sargısının kısa devre yaparak yanmasına (kompresör yanması) neden olmaktadır. Yapılan deneyler sonucunda, 50 PPM asit konsantrasyonunun bir kaç gün içerisinde kompresörün yanmasına yol açtığı da görül müştür. Sistemdeki asidik kalıntıları uzaklaştırmanın bir yolu, soğutma gazı ile sistemin bir çok defa temizlenmesidir. Soğutma gazı, yağı çözerek, yağ ve asit konsantrasyonunu düşürür. Bir başka deyişle, asili seyreltmiş olur. Bununla birlikte, bu tür temizleme işlemleri, oldukça maliyetli ve zaman alı cı işlemlerdir. Ayrıca EPA Standartları gereksinimlerine de aykırıdı r. Kabul edilemez bir başka yaklaşım ise, sistem içerisinde tuz ve su oluşumuna sebep olan, asilin bir bazik solüsyon yardımı ile nötralize edilmesidir. Tipik nötralize yaklaşımı , asidin bir baz (KOH gibi) ile nötralize edilmesi prensibine dayanır. Bu tür bazlar katıdır ve su içermeyen solvent sıvılar içerisinde çözünmüş halde bulunurlar. Böyle bir tepkimede, asit ve baz, metalik kostik tuz ve su açığa çıkarmak üzere tepkimeye girerler. Asit nötralize edici kimyasallar bu sebeple, sistem içerisinde tuz ve su açığa çıkarır. Sistem içindeki su filtre/drayerler ile sistemden uzaklaştı rılabilirken, tuz bir katı madde olduğu ve buharlaşamad ığı için sistem içerisinde kalır ve sistem için daha önemli problemler yaratır. Ayrıca tuzun korozif etkiside yüksektir. Asilin nötralize yöntemi ile etkisiz hale getirilmesinin yaratacağı bir diğer problem de, asilin nötralize edilebilmesi için uygun miktarda bazın sisteme eklenme zorunluluğudur. Eğer baz miktarı az ise, soğutma gazı hala asidiktir. Eğer fazla miktarda baz var ise, soğutma gazı bu sefer bazik olacaktır. Asidik veya bazik ortamlar, korozyona ve dolayıs ıyla kompresör yanmalarına sebep olur. Asit nötralize yönteminin yaratacağı bir diğer problem ise, nötralize edici maddelerin katı olması ve taşıyıcı sıvılar içerisinde çözeltilmek zorunda olmalarıd ır. Nötralize edici katı maddeler {baz), buharlaşamaz ve her nekadar taşıyıcı sıvı içerisinde çözünmüş olsa da, sistem içerisindeki sirküle hareketleri son derece sın ı rlıd ı r. Bazı asit nötralize kimyasalları üreticileri, nötralize kimyasa l ının kompresör basma hattına uygulanmasını önermektedirler. Bu şekilde nötralize kimyasalının , sistem içerisinde, kondenser, filtre/drayer, ekspenşın vanası ve evaporatöre doğru hareket ettirilmesinin ve yağ karterinde toplanması nı n kolaylaşacağını, bu şekilde nötralize kimyasalı n ın tüm sistem içerisinde sirküle edeceğini düşünmektedirler. Ancak bu doğru bir yaklaşım değildir. Ekspenşın vanası, soğutma gazı ile birlikte, nötralize kimyasalı içerisinde bulunan taşıyıcı solvent sıvının da buharlaşmasına neden olur. Taşıyıcı sıvı buharlaştığı zaman, katı madde olan baz (KOH) açığa çıkarak, vananın tıkanmasına neden olacaktır. Asit nötralize kimyasalı, problemsiz bir şekilde ekspenşın vanasından geçmiş olsa bile, taşıyıcı sıvı bu defa evaporatör içerisinde buharlaşacak ve katı madde olan baz (KOH), evaporatörde tıkanmalara yol açacaktır. Her nötralize reaksiyonu sonucunda tuz ve su açığa çıkacaktır. Bu kimyanın temel kurallarından biridir ve değiştirilemez. Bazı üreticiler, nötralize kimyasalı içerisinde baz madde olarak sodyum bi karbonat kullanılmasını önermektedirler. Ancak bu madde de tuz ve bazı durumlarda CO2 gazı açığa çıkaracaktır (yoğuşma yapmayan ve istenmeyen bir gaz). Yine bazı üreticiler, nötralize kimyasal ı içerisinde, katı yerine sıvı baz madde kullanım ı nı önermektedirler. Böylece ürünlerinin, sistem içerisinde katı artık madde oluşturmayacağını savunmaktadırlar. Ancak bu sefer de, oluşan artık madde sıvı halde olacak ve yine problemlere yol açacaktır. Son olarak, bu tür asit nötralize teknikleri sadece mineral yağlar veya alkil benzen yağlara uygulanabilir. Bunun sebebi, ester tabanlı POE yağların amfoterik özelliklerinden dolayı, asit içermeleri durumunda baz davran ı şları göstermesidir. Oluşan asidin sistemden uzaklaştırı lmasına yönelik en uygun ve kabul edi-
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=