Tesisat Dergisi 126. Sayı (Haziran 2006)

<O g N C !!! ·;:. .. :ı:: da gürültünün verdiği rahatsızlıkları önleyen ses yalıtımı, yangınlarda kaybı azaltacak önlemleri içeren yangın yalıtımı uygulamalarında da zorunluluklar getiriyor. Bunun yanı sıra 1 Ocak 2007 tarihinden itibaren uygulamasına geçilecek olan 89/106 sayılı inşaat Malzemeleri ile ilgili AB direktifi de bulunmaktadır. Bu direktifin kapsamında ürün ve personel belgelendirmelerinin zorunlu olacağı yönler yer almaktadır. B. Lütfü KIZILTAN Sonuç olarak, bugün içinde bulunduğumuz durum, belirsizlik nedeniyle, sadece inşaatların yapım ve satımında kısa süreli bir yavaşlama meydana getirmiştir. Dövizin, önümüzdeki günlerde, tekrar istikrar kazanması ile birlikte güven ortamı yerleşecek ve inşaat sektöründeki hareketlilik kaldığı yerden devam edecektir. Dövizin bu seviyelerde kalması ile ihracat faaliyetleri karlı hale geleceğinden yalıtım sektörü de, beklentilerin üzerinde bir canlılık yaşayacaktır. PANDER (Panel Radyatör Üreticileri Derneği) Yön. Kur. Bşk. inşaat sektöründeki son gelişmeleri değerlendirmeden önce, sektörün Türkiye ekonomisindeki yerini gözden geçirmemiz uygun olacaktır. Bilindiği gibi inşaat sektörü, kendisine bağlı olan 200'den fazla alt sektörü doğrudan etkileyen ve iş gücünün en yoğun kullanıldığı dev bir yapıyı temsil etmektedir. Bu anlamda ekonominin "lokomotifi" olan inşaat sektörünün ülkemizde önünün çok açık olduğunu düşünüyorum. 2005 yılında inşaat sektörü % 21,5 oranında büyümüş; inşaat ruhsat sayısı ise % 57 oranında artmıştır. % 7,6 büyüyen GSMH'ya oranla oldukça yüksek olan bu büyüme eğiliminin önümüzdeki yıllarda da aynı şekilde devam edeceğine inanıyorum. Ülkemizin nüfusu yıllık ortalama % 1,8 oranında artmaktadır. Genç nüfusumuz ve gelişmekte olan ekonomimiz ile özellikle inşaat sektöründe çok büyük bir gelişme potansiyeline sahibiz. Bunun yanı sıra, önümüzdeki dönemde doğalgaz yurt çapında yaygın olarak kullanılmaya devam edecektir. Şu anda 21 merkezde kullanılan doğalgaz, 2007 yılının sonunda 62 merkezde kullanılıyor olacaktır. 201 O yılında, konutlarda, 2005 yılının iki katı doğalgaz kullanılması beklenmektedir. Doğalgaz ve dolayısıyla inşaat sektöründeki Kemal YILDmıM en önemli alt sektörlerinden biri olan ısıtma sektöründeki bu hareketliliğin, işlerimizi olumlu olarak etkileyeceğini söyleyebilirim. Mayıs ayında yaşanan kur artışları ve faizlerdeki yükselişin esas itibariyle dış piyasalar kaynaklı olup, Türkiye inşaat sektörünü orta ve uzun vadede etkileyeceğini düşünmüyorum. 1999 depremi sonrasında inşaat sektörünün içine girdiği yeniden yapılanma süreci sonucunda, kaliteli ürün kavramı büyük önem kazanmıştır. Bu doğrultuda sektörümüzde başarılı olmak isteyen üreticilerin global rekabete cevap verebilecek kalitede ürünleri pazara sunması zorunluluk haline gelmiştir. Bu da "verimlilik" ve "yurtdışına satış" olanaklarının sonuna kadar zorlanmasını, dolayısıyla yüksek verim-düşük maliyet çizgisinde ihtiyaca cevap verebilecek ürün ve hizmetlerin sunulmasını gerektirmektedir. Yurt çapında devam eden 250 bin konutluk TOKI projeleri ve özel sektörün yatırımları azımsanamayacak bir hızla devam etmektedir. Mortgage sisteminin beklendiği gibi yaz aylarında kanunlaşmasıyla kredi faizlerinin daha makul seviyelere geleceğini ve bu sayede sektörün daha da hareketleneceğini düşünüyorum. Sonuç olarak; sektörümüzdeki tüm kuruluşlara soğukkanlı olmalarını, hedeflerini inşaat sektörünün büyüklüğüne ve potansiyeline göre belirlemelerini, kalite ve verimlilik konularına özel önem vermelerini tavsiye ediyorum. TİMDER (Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği) Yön. Kur. Bşk. Yeni durumun/sorunun, sorunların aşılmasına yönelik değerlendirme ve çözüm önerilerimizi sıralamadan önce, öncelikle "durum tespiti" yapmak gerektiğini düşünüyorum. "Olumlu gelişmeler" dediğiniz durum acaba gerçekten olumlu gelişmeler midir, yoksa içinde olumluluklar da barındıran koca bir sorunlar ve sorular yumağı mıdır? 2005'te başlayan , 2006'da devam ettiği varsayılan olumluluklar nelerdir: Toprağı kazınca pıtrak gibi bitiveren konut üretimi mi? TOKI dahil tüm toplu konut üretimlerindeki malzeme kalitesizliği mi? Satıldığı sanılan ama banka kredileri ile alındığından bir gün "ellerinde patlayacak" olan daireler mi? İnşaatların Yapı Denetim Kuruluşları tarafından "denetlenememesi" mi? Başımıza gelen felaket yüzünden güncel kalmayı başaran deprem korkusu yüzünden radyal temel ile yapıldığı söylenen ama hala başımıza büyük bir felaket olarak gelmediği (bazı tekil örnekler hemen unutuldu) için umursanmayan, bu yüzden de yangın yönetmeliğine uygun önlemlerin alınmadığı çok katlı ticaret merkezleri, büyük 34 alışveriş merkezleri, yalıtım yapıldığı söylenen ama usulüne uygun ve doğru malzemeyle yapıldığı yine çok şüpheli olan villalar ve örnekleri artırılabilecek geleneksel iş yapma biçimimiz olan "şark kurnazlığı" ile üretiliveren anında çözümler... Bütün bunları bir yana bırakarak, asıl derneğimizin üyelerinin, yani tesisat ve inşaat malzemesi satıcılarının dertlerini, sıkıntılarını ele alacak olursak; 1. Süratle çoğalan her city, plaza, residance, towers, o evleri, bu evleri, şu konak, bu konak... ne kadar yapı biçimi ve boyutu varsa hepsinin üreticisi inşaat firmalarına, neredeyse bir zamanların "mektepler olmasaydı şu maarifi ne güzel idare ederdim" diyen Milli Eğitim Bakanı gibi, "şu bayilerimiz olmasaydı ne güzel satış yapardık" zihniyetiyle saldıran üretici kuruluşların biz satıcı firmaların ticaret yapmasına fırsat tanımaması. 2. Satıcı firmaların aralarındaki kıyasıya rekabetten dolayı (karsızlığın had safhalara _varmasından kaynaklanıyor) müşterilerin de talepleri (baskısı) ile faturasız satış yapan, yasal bildirim dışı işçi çalıştıran firmaların piyasada iş yapıyor olabilmesi.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=