Tesisat Dergisi 125. Sayı (Mayıs 2006)

"' o oN "' >, >, .. <n Kita müh p e ç n ıo d ğ is lu diye bizim devrelerden bir arkadaşımız çalışıyord u . Ben tuttum onun kare olarak koyduğu rogarların hepsini yuvarlak yaptım. Bu niye böyle? diye bana sorduğunda, "Bu şekilde tasarruf ederiz, dairenin alanı karenin alanından daha ufa dim. Olur mu, olmaz mı, diye mün k"a d k e a şa ederken, Eng hendislik açısındai n n B ö e n y e , m k l o i n o u lm nuandımğıünı görerek araya girip, bu şekilde çok daha iyi olduğunu söyleyerek bizleri rahatlatmıştı. O zamanlar boylerleri, serpantin ve evaporatör hesaplarını, kısaca her şeyi kendimiz hesaplardık. Ben SSK Tesisat Daire Başkanı Vedat Tolga ile anlaşamayıp, kısa zamanda oradan ayrıldım. İşte o zaman, tesisa meye karar verdim. tLkisoannu sduenr su eönği zr e, nl i ­ san yoktu. Tek avantajım o zamanlar, bekar olmam ve iki çantamı elime a ğım zaman istediğim yere gidebilmelmdı­ di. Hemen Kanada Sefareti'ne gittim ve müracaat ettim. Bundan 6 ay sonra da vizem çıktı ve Kanada'ya gittim. Gitmeden evvel de Engin Kenber'in bürosuna gittim. Engin Bey ve arka daşları o zamanlar beyaz gömleklerle çalışırlardı. İşyerleri laboratuvar g di. Kanada'ya gideceğimi söyleye ib r i e y k vedalaştım. Engin Bey niye gittiğimi sorduğunda, tesisat mühendisliğini mutlaka öğrenmem g dim. O zamanlar b i r eşreeykltei ğr i nöi ğsr öe ynli ep , Engin Kenber gibi bir büro açma yordum. Ben gittim, aradan 6 ay k g i e st ç i ­ medi Engin Bey büroyu kapatıp, Ka nada'ya geldi. Tabi benim bütün ha yallerim yıkıldı. Kanada'da çeşitli firmalarda çalıştım. İki eya vanını laeltdt eı mp. r oTfaebsi yboun eelsmnaü d hae n b d ir isa z u n li ­ san da öğrenmiş oldum. Beni öncelikle "designer" olarak çalıştırdılar. Birimler değişikti. Bunları da ra, ABD, New York'a ögğ it r t e im nd . ikten sonNew York'ta bir ilan gördüm; Syska and Hennessy Engineering hendisi arıyordu. Amer C ik oa. ' n H ı V n A e C n m b ü ü ­ yük firmalarından biriydi. İş görüşmesi için oraya gittim. Ben özgeçmişimi a lattım. Adam bir kağıt alıp, üzerine in n­ tegral işareti çizdi. Bana "Bunu hiç g dün mü?"deyince, benim beynim dö ö n r­ dü. Ben de bunun üzerine kağıdı alıp x, y, z bir fonksiyon yazdım. Adamın 48 yaptığı tamamen bir hakaretti. Çok kızdım ve kağıdı önüne atıp "Ben bunu ç B özerim, sen çözebilir misin?" dedim. aktı ve, "Ne kadar para istiyorsun ve ne zaman başlayabilirsin?" dedi. Tipik bir Amerikan mantalitesi. Sonrada rendiğime göre, benimle ilk gö r ü şnmöeğy i yapan Baş Mühendis Joe Carbon'muş. Syska a maydı vneds aHyeı ns ınzeps rsoyj, eçl eork g beül yi pü gkidbeirrfdiri. Çok şey öğrendim. Hayatta hiçbir şeyi bana kimse öğretmedi. Ben her şeyi araştıra araştıra, çalışa çalışa dim ve bu arada meslek içi eğit ö im ğr le e r n e de gittim. Honeywell'in, ASHRAE'nin kurslarına gittim. Sivil Savunma Ba kanlığı'nın "Enviromental Engineering" kursuna gittim. O kursta norma nanın nükleer bir patlama, atoml bbirobmi­ bası patlaması halinde na nak haline getirileceği, hav saıl l abni rd ısr ımğ ıa sisteminde alınaca ların hesapları öğrektiltiyeodbrdirule. rBvuekbu rusnu bitirip "Enviromental Engineering" sertifikası aldım. Firma bünyesinde de sürekli mesleki eğitimler vardı. Okul dönemindeki stajlar da lar da birer mesleki eğçiloikmö. nTeTmMliD. O'nnin ya Kü p ç t ü ı k ğ ç ı hizmetler; örneğin, Rüknettin alı'nın lsısan kitapları g ten çok eğitici. "Hayatta Kaçmakla Hiçbir Soerrçuenku Çözemezsiniz ?" Baş Mühendis Joe Carbon ile anla maziığım hep devam etti. İş aramay ş a başlamıştım. Keban Barajı'nı yapan, hidrolik ve nükleer santrallerin ya mında çok deneyimleri olan EBASC p O ı firması HVAC mühendisi arıyordu. iş için yaptığımız mülakatta tal Engineering" sertifikası " n Ean v s iarhomipeonlmam, işe kabul edilmemin başlıca bebi oldu. Bu firmadaki çalışmalar s ım e , Vermont Nükleer Enerji Santrali'nin, enerji merkezinin etrafındaki soğutma ve havalandırma sistemleri için dizayn mühendisliği şeklinde oldu. Syska and Hennessy'de benden yaşlı ve hayat tercübesi çok Romanya uyruklu bir a kadaşım vardı. Bana, "Buradan nede r n gidiyorsun" dedi. Joe Carbon'dan ka tığımı söyledim. Bana dönüp, "Hayatt ç a kaçmakla hiçbir problemi ha siniz. Başka bir yere gittiğinizlldeedebmaş e k z a bir posta bürünmüş başka bir Joe Ca bon ile karşılaşırsınız, kaçmak yerin r e sorunu çözmelisiniz" demişti. EBASCO'da lümleri ayrı ,a my rüı yhdeın. dBi selni k vmeü çh iezni md i sblöi k bölümündeydim, ancak yaptığım ta sarımların, çizim bölümünde g leşmesi gerekiyordu ve oraya g diğim çalışmalar bir türlü çizim ö e h n rç d e e k raline dönüşmüyordu. Bu bölümün başındaki "Ali" isimli kişiyle nasıl iyi ilişki kura leceğimi düşündüm. All'in pipo içtiğ b in i i gördüm, Türkiye'den iki adet Eskişehir lüle taşından pipo getirttim ve hediye ettim. Artık tüm tasarımlarım hemen çiziliyordu. Bayanlar ve baylar! Sonra ne oldu biliyor musunuz? Ben pipoya alıştım. "Piyasa Her Zaman Kötüdür, Siz Yine de Para Kazanırsınız" 1970 yılında Türkiye'ye döndüm, kendi işimi kurmayı düşünüyordum. Bu ara da 1970 olaylarını yaşamıştık. Kime yeni iş yeri açacağımı söylesem, "Bu ara piyasa çok kötü, sakın ha lardı. Bu düşüriceler ve söylen!t"ilderiyoryedi yılıma mal oldu. 1970-77 yılları arası, bir çok firmada çal ışarak geçti. Ben 1977 yılında kendi kurduğum firma da çalışmaya

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=