ın N .... Prof. Dr. Nilüfer Eğrican �ERS�EKTIE TASSA ve Toplantısı (Mayıs 2006) 25-26 Mart 2006'da, Philadelphia'da Drexel Üniversitesi'nde, Turkish Ameri can Scientists and Scholars Associ tion (TASSA)'nın organize ettiği TASSaA Annual Conference'a davetli olarak katıldım. Konferansın konusu "Knowledge and lnnovation to Benefit Society" idi. Toplumun yararına bilgi üretmek ve farkındalık, yenilik yaratabilmek çeşitli yönleriyle tartışıldı. Kuzey Amerika'daki çok saygın Türk be yin gücünü, Türkiye ile ilgili konularda düşünmeye ve çözüm üretmeye teşvik edici bir ortam yaratıldı ve Türkiye ile ABD arasında bilimsel ve teknolojik iş birliğinin geliştirilmesi doğrultusunda girişimlerin başlamasına veya varolan işbirliklerin artmasına yardımcı olundu. ABD Dışişleri Bakanlığı , TÜBİTAK, National Science Foundation (NSF), American Association tor the Ad vancement of Science (AAAS) gibi bilim ve teknoloji politikasında söz sahibi organizasyonlar, çeşitli sunumlar yaptılar. Teknik grup oturumlarının temalarını güncelkonulararasında başı çeken "bio" bilimler oluşturdu. Bu oturumlarda dünyaca ünlü konuşmacılar bionanotek noloji, bio-kimyasal fizik ve bio-tıp dallarında sunumlar yaptılar. Sosyal bilimler oturumları küreselleşen dünyada Türk politik modelinin yeri, özel sektö rün Ar-Ge gereksinimleri gibi konulara eğildiler. Konferans Türk yüksek öğre nim sistemini gündeme getiren ve ye ni vizyonlar oluşturma hedefli oturumla kapandı. Bu oturuma Türkiye'nin on k dar temel üniversitesinin rektörleari (ODTÜ, BÜ, İTÜ, Hacettepe, İzmir İleri Teknoloji, Süleyman Demirel, TOBB, Harran, Bahçeşehir) ve Yeditepe Rek törünü temsilen Rektör Yardımcısı olarak ben katıldım. TASSA geçen yıl, Türkiye ve Amerika arasında kalıcı bilim köprüleri kurma amacıyla, Türk asıllı Amerika'da yaş yan değerli bilim adamları ndan bair 24 grubun çabaları sonucu kuruldu. Daha kuruluşun ilk yılında olmasına karşın, hem ABD'de hem de Türkiye'de etkili bir kurum haline gelen TASSA, Türkiye ve Amerika'daki kurumların ortak giri şimlerinin yaygınlaşması, araştırma kaynağı bulunması ve eğitim konul rında destek verilmesi hususunda a önemli çalışmalar yaptı. TASSA, Türkiye'ye dönmek ya da Türkiye ile daha kapsamlı bir işbirliği içine girmek isteyen üyelerine, Türkiye'deki kurumların ve üniversitelerin tanıtılması için önemli ve uygun ortamlar yaratmaktadır. Geçen Kasım ayında bir grup üye ile Türkiye'de 4 gün geçirmiş, TÜBİTAK ve çeşitli üniversitelerle toplantılar gerçekleştirmiştir. Benzertoplantılar Mayıs'ın 27-28-29'unda da düzenlenecektir. T y A ıll SSA üyelerinden bir çoğunu uzun ardır (25-30 yıl) tanıyorum. Çeşitli işbirliklerimiz oldu/olmakta. Gururla bildiriyorum ki, bu bilim adamları ülkemizin yurt dışındaki fahri elçileridir. Kendi konularında önemli makamlara gel miş, dünyaca tanınmış kişiler olmal rının yanı sıra, Türkiye'yi hiçbir zama a n unutmamış, bizlerden neredeyse daha fazla olaylara vakıf, vatansever kişi ler. . . Üniversitelerinde, birimlerinde çok sayıda genci yetiştirip, Türkiye'ye gönderdiler (üniversitelerimize, sanayimize) ve hala gelecek için yetiştirmekteler. Birkaç genç bilimadamını, katıldığım TASSA toplantısında tanıma fırsatı buldum. Yale Üniversitesi'ndeki Hur Koser, San Francisco'dan Ahmet Yıldız ve Boston University'den Selim Ünlü, The George Washington'dan Ersel Aydınlı gibi. Biraz daha deneyimli olanlardan, The Cleveland Clinic'den Murat Tuzcu, University of Washington'dan Mehmet Sarıkaya ve Yale Üniversitesi'nden Se rap Aksoy gibi. Araştırmalarının sevi yesi, konuya hakimiyetleri, davranış ları; sözün kısası her şeyleriyle gurur duydum. Aziz Sancar, Gazi Yaşargil gibi ustalar da toplantıya "ayrıcalık kat tı". Sağolsunlar. Konuşmacılar işbirliğine ne kadar açık olduklarını içtenlikle ortaya koydular. TÜBİTAK Başkan Vekili, yardımcıları ve NSF Uluslararası Projeler Grubu'nun Direktörü mevcut destekleri açıkladılar. Yine "un var şeker var ama helva bir türlü istediğimiz şekilde olamıyor" gerçeğiyle karşı karşıyayız. Ama olacak. O günlere azimle, inançla yaklaşıyoruz. Moralimiz toplantının ikinci günü son derece yüksekken, ayrılmadan önce geleceğe ait planlar, programlar yapılırken, son oturumdaki birkaç rektörümüz ve be nim katıldığım "NewVisions on Higher Education: Challenges tor Turkey" panelinde güzel başlayan konuşmalardan, tartışmalardan sonra üniversitelerimizdeki sıkıntılara, dert yanmalara geçildiğinden, iki günlük emeğin yok olmaya başladığını gördüm. İşte Türkiye, işte bizler böyleyiz. Şikayeti, eksiklerin ark sına sığınmayı, karşımızdakinin böylae ce ilgisini çekmeyi çok seviyoruz. Ancak Amerika'daki meslektaşlarımız şikayet etme yerine, iş yapmaya alışkın olduklarından bir anda moraller düşüyor. işte "helva yapamayışımızı n" nedenlerinden biri. Elbette gerçekleri görmezlikten gelmeyelim, mücadelemizi yapıp, üniversitelerimizde dünyadaki saygın üniversitelerin eğitim ortamlarına ben zer ortamlar yaratmaya çalısalım. Ancak bunları uygun muhataplarla görüşerek gerçekleştirelim. Olayları birbirine karıştırmadığımız sürece başarı gelecektir. Üniversitelerimizin, sanayimizi de yanına alarak, yurt dışında yaşayan Türk asıllı meslektaşlarımızla bir an önce sağlam işbirliklerine gitmesi veya var olan çalışmalarını daha da artırmaları dileğiyle. . . inanıyorum ki, ülkemiz bu işbirlikler i nden çok kar l ı çıkacak. o. . 'Y\. . �co..--. egrican@yeditepe.edu.tr
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=