.,, o o N C: ., 1/) z N .,....,... >, ., il) Pazarımız küçüldükçe cazibesini yitiriyor ve yatırımcı daha ucuza mal etmek için yanlış sistemler seçiyor. Bizler tesisat mühendisleri olarak, özellikle büyük yapılarda, otellerde enerjiyi mi ön plana çıkaralım? Ben bunu otel yatırımcıları ndan biliyorum. Otelin birinci derecedeki giderleri elektrik kayna klıdır ve yüzde 40'ını karşılar. İkinci seviyede personel gelir. Enerjinin de yaklaşık yüzde 30-35'i mekanik sistemlerden kaynaklanır. Otellerde yüzde 40 giderin, yüzde 30-35'i mekanik sistemler olduğuna göre bunu vurgulamamız şart. Bizim mimari kontrolü, işletmeciyi nasıl ikna etmemiz lazım? Bu binadan çıkamayan tek kişi mekanikçidir. Mekanikçinin çıkamamasının nedeni, bizim, binanın fonksiyonunu olmamızdır. Fakat bunu biz biliyoruz, başka kimse bilemiyor. Bizim mimarlarımız ve yatırımcılarımız hala bunu göremiyor. Bunu ne zaman görecekler? Bir özeleştiri yapmak gerekirse, ben de kendime konut almaya gittiğimde ilk baktığım şey kapı, pencere, döşeme oldu. Hiçbir zaman 'ısıtma sistemi nasıl?' diye sormadım. Şu anda kendi oturduğum evde en büyük sorunum yine tesisat. Bizler mekanik sistemin daha öne çıktığını görmemiz gerektiğini nasıl kabul etti receğiz? Cela Okutan· Sabırlı olmak gerekiyor. Bizler, ASHRAE ile kendi Odamızla ve diğer derneklerle çok büyük mücadeleler verdik. 40 sene sonunda ben davete dayanan ilişkiler yerine kendi kurallarımı koyarım; devlet isterse kurallarımı onaylar ister onaylamaz. Onaylamazsa biz doğru bildiğimizi uygularız. 86 Baş langıçta ABD yüzde 5'ini onaylarken, şimdi yüzde 98'ini onaylıyor. Ben bu gel işmeden korkuyorum. Kamuda çalışanlar veya ASHRAE üyeleri bizden farklı insanlar değiller. Dolayısıyla onlara verilen yetki veya yapılan yasa ve yönetmelikler çok yanl ış olabilir. Ama bunun karşıs ına çıkmaya gücümüz yetmiyor. Eğer Türkiye'de yeteri kadar tasarı mcı varsa ve işini doğru yapıyorsa o zaman toplumun onlara güvenmesi lazım. Tabii sadece yasa yetkisi ile olmamalı. Sonuçta bizler üreticimizle, uygulayıc ımızla, meslek odamızla bir sonuca ulaşacağız; merak etmeyin. & Bildiğim kadarıyla 2003 yılı itibariyle Türkiye'ye 11 milyon civarında turist geldi. Bu 11 milyon turistin 3-3.5 milyonu Avrua dışından diye ifade ediliyor. Bir 3-3.5 milyonu da Doğu Rusya diye adlandırılırsa, bunların bir kısmı da Avrupa Nökreneta Bakım, işletme konusuna bizler arıza mantığıyla baktık ama önlem ve hijyen açısından yapılması gereken bir şeyler var mı? Bu konuda yorumlarınız nelerdir? Celal Olı:utan Benim görüşlerimin çok sağlıklı bir yorum olacağın ı zannetmiyorum. Çünkü bu konuda uzman değilim. Avrupa'da lejyonella yasası varsa vatandaşları ondan yara rlanırlar. Buna karşın Türkiye'de bir lejyonella tehlikesi varsa, ben gitmeyeyim demezler. Merak etmeyin, Avrupa'nın düşük kaliAjans larıyla irtibatta olan ve has- tedeki alt sınıfı bizlerden çok geridirler. talandığı taktirde ajansa vaka ihbarında bulunan yaklaşık 3-4 milyon turistmiş . Yine aynı yıl, Fransa'ya 50 milyonun üzerinde 500 dolara uçağa binip de buraya gelip 5 yıldızlı otelde tatil yapmaya lejyonella olsa bile koşa koşa gelirler. turist gelmiş ve bunun 17 milyo- Bu nedenle ben, öncelikle zorunlu stannun üzerindeki kısmının Avrupa dartları bizim yürürlüğe koymamız geNökreneta Ajansı'na Fransa için rektiğine inanıyorum. Ülkemizde işlet275 adet vaka ihbarında bulunul- me yönünden bakım eksik, dezenfekmuş. Bizde ise 3.5 milyon turist için yaklaşık 275 adet civarında vaka ihbarında bulunulmuş. Dolayısıyla oransal olarak değerlendirdiğimiz zaman Türkiye'de lejyonella ihbarlarının oldukça siyon önlemleri zaten yok. Örneğin, İng iltere'de sulu soğutma kuleleri yasaklanmıştır. İngiltere bu sorunlarını böyle çözmüştür. Bizim de bunu zamanla halledeceğimize inanıyorum . yüksek olduğu ve özellikle kuzey Eksiklik insanlara aittir ve toplumülkelerinden de bu sebepten saldır. Ama toplumların kuralları oldolayı çok az turist g eld iğ ini duymu ştum. Böyle ciddi bir ması lazım. Kurallar da can güvenliğine, sağlığa ve hizmete yönelik ollejyonella riski olabilir mi? malıdır.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=