it) o o N C "' CI) z N - >, "' (/) "' CI) ·;;; ~ nanları çıktıktan sonra, 376.000 MW'a ulaşacaktı r. Yani gelecek 25 yıl içinde nükleer santrallerde, özellikle reaktör ve atık giderme teknolojileri gelişecek ve yeni santral inşaatları sürecektir. Öyle anlaşılıyor ki, ekonomik ömrünü doldurmuş ve güvenili rl iğini yitirmiş eski reaktörler, yüksek teknolojilere göre tasarlanmış yeni reaktörlerle değiştirilecektir. Sadece OECD ülkelerinde, şu anda çalışmakta olan nükleer reaktörlerden dörtte üçünün 2030 yılına kadar yeni reaktörlerle değiştirilmesi planlanmıştır. t Çin, Hindistan, Japonya ve Güney Kore nükleer santral kapasitelerini daha da artıracaklardır. t Amerika'da nükleer santral kurulmasını yasaklayan kanun veya kararname yoktur. Yatırımcılar, esasen serbest olan elektrik piyasasında, kömür, doğal gaz santrali kurabildikleri gibi nükleer santral da kurabilirler. Ancak Bağımsız Elektrik Üreticileri (IPP), giderek hassaslaşan çevre koruma bilincine karşı yeni santral yatırımlarında nükleer santrali düşünmeye başladılar. Bu karar üzerinde, 20 yıldan beri oldukça ucuz seyreden kömür ve doğal gaz fiyatlarının sağlad ığı fizibilite avantajı da etkili olmuştur. Amerika'da mevcut nükleer ünitelerin 2030'da bile işletmede olması planlanmıştır. Zira, yüzlerce nükleer ünite bugünün teknolojisine göre yenilenmiş (up-grade), bunların hem güvenilirlikleri hem de kapasiteleri artırılmıştır. Amerika'nın Kyoto Protokolü'ne imza koyması durumunda ortaya çıkacak olan CO 2 taahhütleri, kömür santralleri yapımını sınırlayacak veya yapım maliyetlerini artıracaktır. Bu durumda mevcut nükleer santrallere yenilerinin eklenmesi politikaları gündeme gelebilecektir. 50 45 40 35 i 30 ~ 25 .__ .,, 20 15 10 5 o çevrimgaz türbini) t Yüksek 'i' düşük değerler -- 1.2. Nükleer Enerjinin Maliyeti Nükleer santraller pahalı yatırımlardır. Bunların kuruluş masrafları, seçilen reaktör tipine göre değişmektedir; kurulu güç fiyatı 2500-4000 dolar arasındadır. 1 KW kurulu gücün doğal gaz kombine çevrim santralinde yaklaşık 500-600 dolar, kömür veya linyit santralinde 1400-1600 dolar olduğunu düşünürsek, nükleer santralin ilk yatırım masraflarının çok yüksek ve kuruluş sürelerinin çok uzun (6-8 yıl) olduğu gerçeği ile karşılaşırız. Grafik 3'te Uluslararası Enerji Ajansının (İEA) hazırlamış olduğu, çeşitli tipte santrallerin, elektrik üretim maliyetlerine ait indicatif rakamlar, karşılaşt ı rmalı bir grafikte verilmektedir. Grafik 3'teki elektrik üretim maliyetlerine baktığım ızda, 1 kWh elektriğin üretim maliyeti 4,6 cent ile en yüksek nükleer enerji santralindedir. Bu üretim maliyetinin yaklaşık 2,5 cent'ini, yüksek yatı rım maliyeti dolayısıyla amortisman payı (faiz dahil), 1,7 cent'ini işletme ve bakım masrafları, 0,4 centini de nükleer yakıt oluşturmaktadır. Son yıllarda nükleer enerji maliyetlerinde önemli düşüşler meydana geldi. Bunun nedenlerinden biri, kapasite faktörlerinde meydana gelen artışlardır. Örneğin, Amerika'da ortalama kapasite faktörü 1982'de % 56,3 iken 2000'de % 89.1 'e yüksel miştir. Yine aynı ülkede yakıt yükleme aralıkları son 25 yılda 12 aydan 18 aya yükselirken, 1980'de ortalama 100 gün olan yakıt yükleme süresi bu yıl 80 güne düşmüştür. Aynı durum diğer gelişmiş ülkeler için de söz konusudur. Yatırım maliyetlerinde, o ülkede cari faiz oranları çok büyük rol oynamaktadır. Fransa örneği bizim için çok önemlidir. Fransız yapımı bir PWR için kWh ba- - ! AYüksek düşük değerler Rüzgar ■Yatırım ■ İşletme ve bakım Yakıt Grafik 3. Yeni eııeıji saııtral/eriııiıı orta dönemli iiretim ıııaaliyetleri göstergeleri. 34 şına yatırım maliyeti, yukarıda IAE'nin vermiş olduğu 2,5 cent rakamının çok altında 1,63 cent'e kadar düşmektedir. Bu yatırım ucuzluğu performansı, büyük ölçüde aynı tip reaktörlerin çok tekrarlanmasından ve deneyimden kaynaklanmaktadır. Yüksek teknolojiyi kullandıkça, ileriki yıllarda yatırım maliyetlerinin düşeceğine inanıyorum. 1.3. Nükleer Enerjinin Geleceği t 2004-2030 yılları arasında dünyanın elektrik talebi iki katına çıkacaktır. Bu talep artışını karşılamak için dünyada, 4800000 MW'lık (4800 GW) yeni elektrik üretim tesisleri yatırımı yapılacaktır. t Kurulacak yeni tesislerde doğal gaz ve yenilenebilir santrallerin payı daha da büyüyecektir. t Nükleer santrallerin gerek sayıları gerekse kapasiteleri artacak, ancak doğal gaz ve yenilenebilir santral kapasitelerindeki artışlar daha büyük olacağı için dünyada bugün% 16 olan, elektrik üretiminde nükleer enerji payının, 2030 yılında % 9'a gerilemesi beklenmektedir. Ancak burada çok önemli bir konunun altını çizmek istiyorum. ABD dahil bazı ülkeler Kyoto Protokolü'ne imza koymamıştır. Birleşmiş Milletler'in ve büyük devletlerin baskılarıyla ve küresel iklim değişikliğinin yaratacağı yeni küresel felaketler karşısında, ABD ve diğer ülkeler Kyoto sorumluluğunu paylaşmayı kabul edebilir. Bu statü değişikliği , önce kömür santralleri olmak üzere, fosil yakıtlı santrallerin kuruluşunu zorlaştıracak ve maliyetlerini yükseltecektir. Bu durumda, Grafik 3'e göre yüksek olan nükleer elektrik üretim maliyeti, fosil yakıtlı üretime nazaran daha düşük kalabilir. Bu senaryonun gerçekleşmesini etkileyecek diğer bir faktör de doğal gaz fiyatlarında dünyada kaydedilen artışlardır. Doğal gaz fiyatlarının son 1 O yıl içinde Kanada'da % 41, İngiltere'de % 50 ve ABD'de % 78 arttığını 1. Bölüm'de yer alan tabloda belirtmiştik. 2004'te petrol fiyatları % 50'nin üzerinde artınca buna bağlı olarak doğal gaz fiyatları da arttı. Bu artış % 1?'lik zam şeklinde ülkemizde sanayi fiyatlarına yansıdı. Artış sürerse veya en azından kalıcı olursa, doğal gazla elektrik üretimi en cazip seçenek olmaktan ç ıkabilir. Dünya genelinde bu durum nükleer santralle elektrik üretim maliyetinde, diğer alternatif elektrik üretim sistemlerine nazaran göreceli bir ucuzluk yaratabilir.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=