Tesisat Dergisi 112. Sayı (Nisan 2005)

ın o o N C: "' en z ortaya çıkarır ve türbülans arttıkça buharlaşma da artar. Su havzasındaki bitki örtüsünde meydana gelen bir değişiklik - dolaysız, veya iklim değişmesinin sonucunda dolaylı olarak - bu yüzden su havzasındaki su dengesini etkileyebilmektedir. Bitkilerin, gözenek (stoma) yoluyla gerçekleşen terlemesi, atmosferdeki nem ve türbülans enerji tarafından güdümlenmesine karşın bitkiler de terleme olayını bir yere kadar görülmektedir. Özellikle suyun kısıtlayıcı bir rol oynadığı durumlarda, pek çok bitkide gözenek iletkenliği, yaprağa yakın olan buhar basınç açığı düştükçe artmaktadır. Sıcaklık yükselirse veya kökler için daha az su mevcutsa sonuç olarak terleme azalır. Gözenek iletkenliğindeki kısa vadeli değişimler üzerine, atmosferdeki karbondioksit (CO2 ) konsantrasyonlarının etkisi de eklenmektedir. Azalan CO 2 konsantrasyonları , C 2 bitkilerde gözenek iletkenliğini azaltır. Bitkilerin su kullanımı verimliliği bu yüzden önemli derecede artabilir. Bunun sonucu olarak, terlemede bir azalma da mevcuttur. Ancak, daha yüksek CO 2 konsantrasyonları, bitkide meydana gelen daha yüksek bir büyüme hızına bağlıdır. Bitkiler daha yüksek CO 2 konsantrasyonlarına kendisini ayarlayabilmektedir. CO 2 konsantrasyonlarının 550 ppmv'e arttırı ldığı zaman toprak alanı birim başına düşen su kullanımında hissedilir bir değişme ortaya çıkarmaz. CO 2 zenginleşmesinin havza çapında buharlaşma üzerindeki etkileri konusunda ise büyük bir belirsizlik mevcuttur. Fakat anlaşılmıştır ki gözenek iletkenliğinde azalmalar, ille havza çapında azalmış buharlaşma ile sonuçlanmaz. Asıl buharlaşma oranı, su mevcudiyet oranı tarafından kısıtlanmaktadır. Yaz mevsiminde zemin suyunda meydana gelen bir azalma, buharlaşma taleplerinde gerçekleşen bir artışa rağmen, yine de herhangi bir havzada meydana gelen buharlaşmada azalma ile sonuçlanabilmektedir. 5. İklim Değişikliği ve Toprak Nemi Toprakta depolanan nem, tarım için hayati önem taşıyıp, asıl buharlaşma oranının yeraltı suyu beslenmesi yüzeysel akış suyu üretilmesi üzerinde de etkisi vardır. İklim değişiminin toprak nemi üzerinde gözlenen yerel etkileri sadece iklim değişimi oranıyla 148 değil, aynı zamanda toprak özellikleriyle de değişir. Toprağın su tutma kapasitesi, toprak nem açıklığı nda mümkün değişmeleri de etkileyecektir. Kapasite düşük olunca iklim değişmesine karşı hassasiyeti yüksek olur. İklim değişmesi de toprak karakteristiğini, belki su çekmişliği veya çatlama özellikleri vasıtasıyla etkileyebilir; bu olgular ise toprağın nem depolama özelliklerini teşhir edebilmektedir. Pek çok toprak türünün sızma kapasitesi ve su tutma kapasitesi, don olayının sıklığı ve yoğunluğu tarafından etkilenmektedir. İklim değişiminin Güneydoğu Anadolu'daki toprak nem mevcudiyeti için doğabilecek olasılıklı sonuçlar irdelenip, yaz aylarında önemli düşüşler de tespit edilmiştir (8). 6. İklim Değişikliği ve Yeraltı Suyu Kaynakları Dünyanın geniş coğrafyalarında yeraltı suyu, özellikle kuraklık ve yarı-kuraklık bölgelerindeki kırsal alanlarda içme ve kullanma suyunun belli başlı kaynağıdı r. Akiferin beslenmesi yağışlar, ırmaklar ve göller tarafından gerçekleştirilmektedir. Su, hızlı bir şekilde makro-gözenekler ve yarıklar yoluyla veya akiferin üstündeki geçirgen kayalardan sızarak yavaşça akifere ulaşabilir. Etkin yağışta gerçekleşen herhangi bir değişiklik, beslenme sürecini de değiştirecektir. Beslenme mevsiminde meydana gelen bir değişikliğin etkisi aynı olacaktır. Orta enlemlere yönelik hemen hemen bütün senaryolarda tahmin edildiği gibi, artan kış yağışları genel olarak artma eğilimindedir. Yüksek bir buharlaşma oranı, topraktaki su açıklarının daha uzun zaman sürmesi ve toplam etkin yağışta meydana gelen artışın dengelenmesi anlamına gelebilmektedir. Basınçsız bir akifer, dolaysız olarak yerel yağışlar, ırmaklar ve göller tarafından beslenir. Beslenme akiferin oranı onun üstündeki kaya ve toprakların geçirgenliği tarafından etkilenecektir. Makro-gözenek, çatlak ve yarık beslenmesi, en fazla beslenme sağlayan yapılar arasındadır. Aynı zamanda, toprak altındaki jeolojide yüksek derecede çatlakların olması durumunda beslenme artmaktadır. Bazı yarıkurak bölgelerde beslenmenin önemi büyüktür. İlke olarak, "hızlı beslenme" yağmurun her yağdığı zaman meydana gelebilmektedir. Bu nedenle, bu sürecin beslenmede hakim olduğu durumlarda, mevsimsel toprak nem değişkenliğinden ziyade, yağış miktarında meydana gelen değişmeler tarafından etkilenecektir. Yürürlükteki senaryolara göre 2080'1i yıllar için öngörülen sıcaklık değişimlerinden bile çok daha büyük değişimleri temsil eden 2xCO 2 senaryoları uygulamaktadır (4). Önümüzdeki 1O yıllık dönemde meydana gelecek iklim değişimi etkisinin oldukça fazla olması beklenmektedir. Taşkın ovalarında bulunan sığ, açık akiferler (ki bunlar, yarı-kurak ve kurak ortamlarında en sık rastlanan türlerdir), mevsimsel dere akışları tarafından beslenip doğrudan buharlaşma tarafından azaltılmaktadır. Beslenme olayında gerçekleşen değişmeler, bu dere akışlarının süresinde ve üstlerinde bulunan katmanların geçirgenliği tarafından tayin edilir. Bunlar yerel şartlara bağlı olarak artabilir veya azalabilir. Artan buharlaşma talepleri daha düşük bir zemin suyunun depolanmasıyla sonuçlanır. Deniz seviyesindeki yükselme, sahil bölge akiferlerinde tuzlu su girişime sebep olacaktı r. Bu girişimin miktarı yeraltı suyunun hidrolik eğimine bağlı kalacaktır. Sığ sahil akiferleri en büyük risk altındadır. Denizlerin yükselmesiyle birlikte meydana gelen bir yağış azalması, toplanabilir su hacminde bir gerilemenin sebebi olup, bununla beraber az olan tatlı su kaynakl arının miktarları da azaltacaktır (9). Yukarıdaki bilgilerden, basınçsız akiferlerin yerel çapta iklim değişimine, pompa vasıtasıyla çekilmeye ve deniz suyunun girişimine karşı hassas olduğu anlaşılmaktadır. Beslenmenin ölçülmesi sadece akiferin üstünde bulunan kaya ve topraklarca değil , akiferlerin kendi karakteristiklerince de zorlaştırılmaktadır. Öte yandan basınçlı bir akifer, su üstünde bulunan geçirmez bir katman tarafından karakterize edilmektedir. Böylece yerel yağış akiferi doğrudan etkilemez. Bu akiferler, çoğu zaman göller, ırmaklar ve birkaç kilometreden birkaç bin kilometreye kadar uzaklıkta meydana gelen yağışlarca beslenmektedir. Beslenme hızları, birkaç gün ile onlarca yıl arasında değişmektedir. Bu bildirinin 2. böliimiiııii gelecek sayımızda bulabilirsiniz.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=