~ ~ N C .. 1/) z Dünyanın çeşitli bölgelerinde farklı eğ ilimler mevcuttur; örneğin Kuzey Yarıküre'nin orta ve yüksek enlemlerinde (kutba yakın bölgelerde), özellikle sonbahar ve kış aylarında bir artış ve her iki yarıkürede, tropik ve alt-tropikal bölgelerde bir azalma mevcuttur. Bugünkü iklim modelleri, yüksek ve orta enlemlerde ve çoğu ekvator bölgesinde yıllık yağışlarda iklim değişmesinin sonucu olarak ortaya çıkan artışların ve alt-tropik bölgelerde görünen azalmaların simülasyonunu yapmaktadır (4 ). Ancak dünyanın pek çok geniş coğrafyasında, küresel ısınmaya bağlı olan değişmeler doğal olarak büyük bir zaman zarfını kapsayan on yıllık dönemlerde meydana gelen değiş kenli kle kıyaslandığı zaman küçük kalmaktadır. Mevsimsel yağışlardaki değişimler, alansal olarak daha da değişken olup, bir bölgenin klimatolojisinde meydana gelen değişimlere bağlıdır. Genel olarak, kara üzerinde gözlenen en büyük yağış değişimleri (yüzde olarak), iklim modelleri arasında büyük farlılıklar olmasına rağmen, kutba yakın bölgelerde, bazı ekvatoryal bölgelerde ve Güneydoğu Asya'da bulunmaktadır. Yakın zamana kadar çok az sayıda iklim modeli tarafından temsil edilen yıllık değişkenlikte mümkün değişimleri yansıtan tahminler yayımlanmıştır. Bunlar hem mevcut kısa dönem ölçümleri, hem de iklim modellerinin kesin olarak iklim değişkenliğinin, gözlenen eğilimlerini üretmediği kanaatini ortaya koymaktad ı r. Son zamanlarda meydana gelen bilimsel gelişme ler bazı küresel iklim modelleri, El Nino gibi etkenleri gittikçe artan üretme yeteneklerini içermektedir (5). Yıllık değişkenlikte ortaya çıkan değişmelerin değerlendirilmesinin artık mümkün olabileceğine işaret edilmektedir. Küresel ı sınmanın sonucu olarak gerçekleşen mevsimsel ve yıllık yağış toplamlarının nispi değişkenliğinde bir artış görülmektedir (4). Sağanak yağış s ıklığınd a meydana gelebilecek değişmelerin çoğunlukla kaba alansal çözünürlüğü yüzünden küresel iklim modellerinden çıkarılması oldukça zordur. Ancak, sağanak yağış sıklığının genel olarak küresel ısınma ile birlikte artacağına dair işaretler mevcuttur (6). Bu beyanata duyulan güven, 146 küresel iklim modellerine duyulan güvene bağl ıdır. Daha genel bir şekilde anlatmak gerekirse, genel dolaşım modellerini yağış tahminlerindeki belirsizlik, büyük ölçüde onun hidrolojik sistemler ile su kaynaklarının üzerindeki etkisinin değerlendirilmesinde mevcut olan bel i rsizliğ i tayin eder. Sıcaklıkların artması, yağışların daha küçük bir bölümünün kar şeklinde olacağı anlamına gelebilir. Şu sıralarda kar yağışının marjinal olduğu bölgelerde kar artık yağmayabilir ve bunun hidrolojik rejimler için çok önemli sonuçları mutlaka olacaktır. Bu tahminler, yağış büyüklüğünde meydana gelebilecek mümkün değişme lerden daha az belirsizdir. 4. İklim Değişikliği ve Buharlaşma Kara yüzeyinden gerçekleşen buharlaşma, açık su yüzeylerinden, topraktan, sığ zemin suyundan, bitki örtüsünde depolanan sulardan, bitkilerde meydana gelen terlemeden de meydana gelmektedir. Kara yüzeyinden buharlaşma oranı, her şeyden önce meteorolojik unsurlara bağlıdır. Bitki örtüsü ve toprak özellikleri ise olayda aracılık yaparak mevcut su miktarı tarafından kısıtlanmaktadır. İklim değişimi henüz net olarak anlaşılmayan ortak bir şekilde bütün bu faktörleri etkileme potansiyeline sahiptir. İyice sulanmış bir kara yüzeyinin, buharlaşmanın (potansiyel buharlaşma) üzerindeki belli başlı meteorolojik etki unsurları şunlardır. t Mevcut enerji miktarı net radyasyon ile karakterize edilmektedir. t Havanın nem içeriği (nem, su buharı içeriği ve hava sıcaklığın ı n bir işlevidir). t Yüzeyin üzerinden hava hareket oranı rüzgar hızının bir işlevidir. Artan sıcaklık, havanın su tutma kapasitesini arttırdı ğı için genellikle artan potansiyel buharlaşma ile sonuçlanmaktadır. Başka meteorolojik etkilerden meydana gelen değişmeler, sıcaklıktaki artışı abartabilir veya dengeleyebilir. Artmış su buhar içeriği ve daha düşük net radyasyonun daha düşük buharlaşma talepleriyle sonuçlanması mümkündür. Ancak farklı meteorolojik modellerin nispi önemi, coğrafik olarak değişmektedir. Örneğin, kuraklık bölgelerinde potansiyel buharlaşma enerji tarafından güdümlenmekte, atmosferik nem içeriği tarafından kısıtlanmaktadır ve bu yüzden de nem oranında meydana gelen değişmeler nispeten önemsizdir. Nemli bölgelerde, atmosferin nem içeriği buharlaşmanın önemli bir kısıtlayıcısıdır. Bu yüzden nem oranında meydana gelen değişmeler buharlaşma oranını önemli derecede etkilemektedir. Buharlaşma süreci etkisinin, temel olarak alınan iklime değişik etkilerin nispi önemine ve değişimin miktarına bağlı olduğu gösterilmiştir. Potansiyel buharlaşmadaki artışların, büyük ölçüde daha yüksek s ı cak l ığın sonucu olan buhar basıncı açığı sonucunda meydana gelen artışlara bağlı olduğu öğrenilmiştir. Bitki örtüsü, çeşitleri ve özellikleri buharlaşma olayında çok önemli rol oynamaktadır. Yağışın azalması büyük ölçüde bitki örtüsünün türüne de bağ1 ıd ır. Farklı bitki örtüsü türleri, farklı terleme oranların a sahiptir. Bununla beraber, farklı bitki örtüsü çeşitleri, bitki üzerindeki havada farklı türbülanslar
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=